Tuzlu Karamel
@tuzlu_karamell
güvercinlere kafayı takmış bir dengesiz...
bağrınan ateş var gömleğinde
sol cebin kucağında yatıyor
ve sen kovalarca su taşıyorsun
içeri sızdıramıyorsun
aynı zamanda kucağını sıkıca
sıkıca sıkıyo...
Saklanacak dua kalmadı
Artık hangi dudağa sığınsam nafile
Nerdesin Horus? Gözlerin hep gölgemde
gözlerinin izi kalıyor ensemde.
.
Basiret alevinde tutuş...
bir adım vardı,
seninle anlamlı olan
bir canım vardı,
ruhunla beslenen
sonra adı sanı bilinmeyen bir esinti
önce saçlarını dağıttı
ardından göğüs kafe...
külfet olmuş bu beden bana
yorgun ve köhne
kendini sever mi ki insan
kendini gördüğünde
yalnızlığı sever bilahare düzeni
sohbet başlatır kendine
düşünm...
Girdikleri keçi donu,
Cinnilerin kurusun huyu,
Kargalar öre dura tunç yaylar, ucu elmas örtü okları.
Zamanı geldi mi, koca kayalı dağları yıkmaya başlar z...
Kim taşıyacak sözcüklerimizi yarınlara
Cümle cümle eksildiğimiz saatlerde
Oturup da zaman dediğimiz o tanrı
Sözcükleriyle dokunacak mı düşüncelerinize ...
Böyle bir şey olduğuna adımız gibi inanıyoruz. Peki bu daha üst gerçek nerede?
Bizlerin bir makine gibi daha çok keyfe doğru hareket ettiğinden bahsettik. ...
bir şeyle tanışıyorum “acı”
bir yerden hatırlar gibiyim
ayağım bir yerde,
bir yerde
yine takılmıştı!
aldırmayan, küstah,
dik bir duruşla devam edince...
O ağladığında bi Azrail’e dönüşüyor.
Gözyaşları, gözyaşları,
ruhumu yavaş ve sancılı bi şekilde ele geçiriyor
Bazılarının sevme şekli ne irite edici. Dudak kenarlarında sevgi kıvılcımları görmeyi beklerken nefret ve kin dolu imalı çekişmeler görmek yüreğimi zedeliyor...
Şehrin uzaklarına, sınırlarına ve arkalarına inşa edilmiş kenar mahallelerinden birinde yürüyorduk. Serin bir rüzgârın esintisiyle yollara düşmüştük. Hatıral...
Seni masadan kalemlerim düşerken belirttim
bir coşku arıyorum bir sıçrama durgunluğa doğru
yankı,
yankı,
yankı,
yankı,
yankı, yankı, ...
Nedendir ifade biçimimiz konuşmak
oysaki gözler de görmeden anlatır
dudaklar oynamadan konuşur
göz yaşları süzülmeden gösterir
Susan insandır konuşmak i...
Yine zerre uyuyamadığım bir gecenin sabahında
Uykuyu boşverip erkenden dışarı atıyorum kendimi
Pek bir şey almıyorum yanıma, açık havada biraz yürüyüp eve ...
yeni doğmuş fırsatın güzel anası kriz,
ve göbek bağını farkındalık keser.
ebe olmadan kara görünmez kaptan!
pek tabii karayı görmek, bizi daha huzurlu kıl...
gecenin üçü beşi midir
yoksa kanımın tesiri mi
uyutmaz beni
bu akıtan terleri
o bitmiş, o yıkılmış derler bazen
ama ben onların karşısında mahfuzen
ne...
Ahmak aklımın en güvenilir sığınağıydı kalbin.
Eskilerin özlemi aşındırsa da kalbimi
değişmedi evim.
Perişan bir hikayenin başkahramanlarıydık.
Gençliğim...
Ben sadece sevmeyi bildim bu dünyada,
Bence fazla uğraşmışım,
Keşke bu kadar yorma saydım kendimi,
Böyle sonuçsuz birşey için.
Çok severdim o kağıttan me...
Ellere yürek ile tutundukça
Bir kapanır ki parmaklar
Avuçlarında
İyisi mi sorma
Dört bir yan
Hep sureti aslın
Hep kemiğin tozu
Hükümsüz oysa et
Kemik...
bir insan,
kaç kez veda edebilir ?
bir insana,
birden fazla insana.
bir şehir,
ne vakit terk edilir ?
herkese viran olunca mı ?
yolları tek bir insana...
Başka geceler çekiyor canım
Tavanlı, mikroplu, sarhoş geceler
Ne zaman bir garda birine sarılsam
Ne zaman durmayı unutsam ayakta
Kan kırmızısına kesiliyo...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok