Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Kalabalık şehirler
Sanki canlı insan mezarlığı.
Geceleri totaliter, gündüzleri sözde demokrat
Niyet edip yapılıyor beş vakit inşaat
İşte, işte kuruluyo...
Bir dolunayda öldürdüm,
En vazgeçilmez duygularımı.
Öyle de güzel parlıyordu ki yukarıda.
Sanki içimle dışım arasında bir köprüydü
Kötü ve iyi arasındaki...
her şey yerli yerinde duruyor odanda
sandalyen, masan senden bihaberler
mataranın içindeki su
küflenmeye yüz tutmuşken
dudakların teması ile nehirlere dö...
bir bedenin ölüsü açıklayabilirdi dünyanın dönüşünü.
bunun cevabını veremezdi işte o zaman damara basılan iki parmak.
size nasıl anlatsam,
mesela annem be...
Saatler evrilmiş
Dakikaların önemi yok
Yelkovan haftada bir yer değiştiriyor
Sert rüzgarlar yerini ısrarcı bir melteme bırakmış
Kaybeden ya hep ya hiççil...
İki harita kurarsın kafanda: zamanda ve uzamda, ikinizin gidiş-gelişlerini saptayan, şu kadar yıl ve o kadar yol içeren iki harita... Üstüste konduklarında-k...
Ne zaman Tanrı'nın gövdesinden
bir ışık haresi sezinlesem
yürüdüm koşar adım
yürüdüm de çıkmaz sokak
sanıyorum, sanrılarım sonsuz bir ölüm
Ne zaman aya ...
Bir güz günü okuyorum bu şiiri, atıl ve dingin
Caddeyi bir aleladeliğin kapladığı anda öylece durup
"Tüm bu sarhoşluğun sergilendiği yer dünya olsa gerek"
...
19 yaşındayım
bu yaştan başka
her yaştayım.
parklar, bahçeler
cafeler ve mezarlıklar
belki en güzel yaşımdayım
belki...
martılar, vapurlar
simitçiler...
Tanıdık iki yıldız gördüm mü,
Göz kırpar üçüncüsü hemen!
Seni çizerim o an gecenin göğüne.
Kurarım kafamda bir ev,
İçinde dört ayaksız bir iskemlede,
...
In a crowd you are, around cities
I'm there to embrace you in silence
A lonely man who the God pities
Touching your cheeks with kindness
Your those feeli...
Bugün,
Bugün Nilgün beş yaşında.
Henüz oyuncaklarıyla, kahkalarıyla tanınan bir kız,
Dönüyor çok koştuğunda başı.
Bazen iki kahve içiyor kendiyle
Kendin...
10 kilometre ötendeki lisede okuyan çocuklardan,
on kat daha uslusun, zekisin, önemlisin.
Bir üst mahallede yaşayanlardan,
bin kat daha ahlaklısın, medeni...
Bir koku...
Uzaklardan...
Adına şiir denmez
Yahut alevli bir aşk acısı.
Sinmiş...
Odam boğulmuş...
Leş gibi bir letafet
Kapkaranlık bir koku
Yaklaşıy...
Sustuk
Hep birlikte hep bir ağızdan sustuk
Bunu yenemedik bunu başardık
Bunu kaybettik
Çığlık çığlığa susarak haykırdık
Denizi tattık tuzu yaktı genizim...
Bir ağacın düşen sarı yaprağında aşk,
Yavrusunu arayan bir kedinin sesinde aşk,
Üstünden tren geçen raylarda aşk,
Gitmek isteyip gidemediğimiz yollarda aş...
Bir bulantı baş gösteriyor zihnimde
Göz görmüyor, kulak duymuyor, akıl düşünemiyor.
Gerçeklerin yorduğu gerçeğiyle yüzleşiyorum apansız.
Hazırlıksız yak...
şimdi bir güvercinin kanadındayım,
hayal bulutlarım arasında,
tepesindeyim kasabaların.
ayakdaş derim arkadaşlara.
ayakdaşlarım dünya kasabasında,
aynı ...
hiç beklemedik geçmesini,
rüzgarın lehimize esmesini
ve kıyılarımızın birbirine değmesini
öyle anlamlı geliyordu belki de acı.
durmasını, kalkmasını
yar...
okları yaylara serin
unu ipe.
nasıl yaşamaya karartıp gözümü.
nasıl gidiyorum daha da derine
geri gelemiyorum.
bir yol
bir iz
tam bileğinden yakalıyor...
Üç mevsimde de denizlerle gök,
Kardeş renktedir.
Ama denizin uzanamadığı yerler yalnızdır,
Dördüncü mevsim gelene kadar.
Bir kış sabahı çıkarım kapıdan.
...
Sen gelmeden yaşlanmış olacağım
Her gün bir siyah ayırıyorum saçlarımdan senin için
Sen yokken yaş’landı diyeceğim gözlerim
Yakını göremez oldu
Iraksad...
Gözlerim kurşun gibi ağır,
Bilincim yerinde.
Zihnim bulutlara komşu,
Felaketlere gebe...
Haykırdım,
Sevda olup havaya karıştı nefesim.
Ben bu gece,
Gö...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok