Edebiyat > Şiir
Bu alanda, şahsınıza ait şiirlerinizi paylaşabilirsiniz.
Doğuyor yine baştan
Döngünün sonu benimle
Bazen ayrılır gibi kaderden
Bilmeden öldüm
Yalnız bir ben yine
Ya ses ya da nefes
Gömüldü yine nihayet
Bilm...
Kırılan dalların arasında
Bölen yolunu bir güç
Elinde ki ne olabilir
Çoklu karanlık
Bakamadım yüzüne
Cevabı ararken ben
Soruları unutturan
Çoklu karan...
Şiir nahifliğinde ve bir o kadar da keskinsin
Sırtıma dayanmış bıçakları çıkaracağına söz vermiştin
Etrafımdaki adamlar sıfır metre karelik
Evim yanarken ...
Son acı da geçtiğinde umut bitecek
Kapıların ucuna bırakılmış çöpler gibi
Artık atılmış olacak varlığın evden,
Bu yerden bu her şeyden biraz taşıyan gök...
Uyumsuzluk termometresi içerisindeki cıvayı arşa çıkarıyorum
Somut ve görünür düzlemde var olan dış dünya mefhumu ile kendi iç âlemlerim arasındaki uyumsuzl...
BEN SENİ SEVERKEN ÖLMÜŞÜM
Gece senin gözlerini kapatışınla çöker benim şehrime
Ah birde o gözlerini kapatışını izleyebilsem ya
Ne gündüzüm gündüz ne gecem...
ne kadar cilalı ve saydam değil mi
bize ait gölgeler ve renkler var
altın dişli klişe slogan bile tırstı bizden
parlak sıkılgan gece gülümsedi
panayırlar...
hiç tanımadığım bir şehirde
hiç tanımadığım adamlarla içmişim gece
sonra uykuya dalmış şehir
biz sahildeyiz
hiç tanımadığım deniz esiyor iliklerime ilikl...
karanlık oldu...
ses mi duydum...
bakış mı gördüm...
el mi tuttum...
dudak mı öptüm...
güneş doğdu...
üç maymunu oynadım...
ayıp olacaktı
bild...
Bahanemsin her sıkıştığımda koştuğum
Korkaklığımsın onca hengâme bulduğum
Her yerde her şartta hazır bekleyenimsin
Bir anlık hatıranda dondurdum zamanı ...
Milyarlar içinde yitik bir hazine,
Radarım seni seçti, biricik varlık sen.
Uğruna kılavuzluk eden ışık,
Gösterdi bana seninle kurulan köprü.
En parlak yı...
Kaç hafta geçti gidişinin üzerinden
Ya da ne zamandır avareyim
Kaç ıssız sokak geçtim yalnız başıma
Yaka paça derdest edilmiş divaneyim
Şehre sessizlik ...
Belki de gitmek gerekir artık
Bıraktığın hatıralardan yaşanan anılardan
Belki de gitmek gerekir artık
Kalan acılardan unutulan mutluluklardan
Belki d...
Kayboldum bu yalnızlık çukurunun ortasında
etrafım sarıldı duyulmayan sessiz çığlıklarla
gidemiyorum prangalar vuruldu sanki ayaklarıma
ne yöne çekils...
gecesinde kışın etlerimle
dövmek istiyorum yeri göğü
acıyla yığılmak istiyorum
hiç bilinmemiş bir sokakta
acımda
Sonra biz yüzlerce idik
Yalnız ben birdim
Herkes onlarcaydı
Dudağım yoktu bir zaman
Tabelalarım vardı geceleri sönenlerden
Otobüsleri yağmalardı yolcula...
hiç fark etmez bir söz bir sinek
anlamak istiyor
günün içinde olmak
olmayanlara ne hissettiriyor bilmiyorum
zamanı geldiğinde gülümseyip
vay be
mektu...
Uzağım insanlara
caddenin ortasından
üstüme gelen araçların
yanından yürüyorum
kokunun benzerine
bile tahammülsüzüm artık
bedenimle
ruhumla
uzağım iş...
Sayın Mete
Bu gün nasılsınız efendim
nihayet kalkabildiniz yataktan
Sizin adınıza sevindim
Dün gece uyanmadınız uykunuzda ağlamaktan
yoksa iyileşiyor ...
Bir pazar ertesi, kara bulutlar ve kara bulutların hızla düşen gözyaşları, çığlıklar, bozuk yatak dolu küllük, kirli maske.
Yarım mum, kenarı büsbütün erim...
Dedim ki, yaşamak...
Acının ince ince işlediği
ve şekillendirdiği bir yaşamak.
Kanayarak yürümeyi,
Düştüğü yerde kalmaya
yeğleyen bir yaşamak...
Yitire...
Dikeni mi battı yaşamın?
Koş küheylan!
Çatlamadan koş.
Zor mu geldi yürümesi dikenli yolları?
Parmak uçlarında sessizce yürü gençliğinin baharını.
Ölümü...
Unut yüreğim unut
Seni gün doğumdan bekliyor olacağım
Unut (ma)
Bir kemanın sesi
Dağlarken yüreğini
Unut (ma)
Gözümün değmediği
Kalbimin atma...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok