Dudaklarının kırmızısına takılan bakışlarla
Küçümseyici terk etme alıştırmaları
Yüksek doz hassasiyetin mağduru
Aldırmadan kapılmış başını döndüren dansın...
Aşk çevirme bakışlarını,
Bak,
Akıp gidiyor bize rağmen zaman.
Sen,
Tamam,
Umursamazsın,biliriz:
Zaman da olsa,
Bir kez geçip gideni.
Ve,
Sensin fark...
Sorarlarsa sen kimsin diye?
Ne tür bir cevap vermeli insan....
Adını, soyadını, işini, memleketini söylese yeter mi beni anlatmaya
Nedir bu ben?
Ben olm...
Bir gün, her gün gidip geldiğim asfaltı izlerken, asfaltın taşlarından biriyle empati yaptım. Aslında ikimizin durumu birbirinden çok da farklı değildi. O da...
Öyle bir şey yok hanımefendi
Siz biliyorsunuz karanlık perdenin ardındakileri
Siz biliyorsunuz bence
Beyaz duvarın arkasındaki tebessümleri
Hiç bilmemezl...
bir film izliyorum, karakter bana onu hatırlatıyor. ah diyorum, ne hoş. sanki o konuşuyor benimle, dördüncü duvarı yıkmış. aramızda ne bir duvar ne bir hava ...
Yanağı,
Çiçeklerin en sevdiği yerdi
Orda biter,
Orda ölürlerdi.
Gözyaşları,
Ağladıkça çiçek açan
Çiçek suratlı kadın
Her acıyı
Güzelliğ çeviren
dostumla balkonumda oturuyoruz,
bana uzun uzun baktı
ve dedi ki:
”seni böyle görmekten nefret ettim”
seni
böyle
görmekten
nefret ettim.
Neden birbirmizi yiyip bitirmek isteriz isimli yazının devamıdır.
Hayatta kalmak isterim. Kendimden başka herhangi bir varlığın bana zarar verebileceğinden...
Gözlerimde karanlık, ruhumda
bir kabus,,
Umutsuzluk çemberi sarmış
tüm yaşamımı.
Yalnızlık gölgesi düşmüş
geceme,
Düşlerim paramparça, ruhum
darmadağ...
ölüm meleğinin
mezarı nerde
ölmedi mi daha
öldürülmedi mi
hani o şen deniz
şairler ve Teos
sahipsiz mi kaldı
begonviller
bodur ağaçlar
mahzun, sessiz
Bazı bazı düşlüyorum seni
Bir merdivenin dibinde
Bir manzaraya bakarken
Bazı bazı düşlüyorum seni
Gözlerim kırmızı
Bir çiçeğin şizofrenisi gibi...
Bir liman düşledim gönül
denizinde,
Geminin macerasına tanık
olmak için.
Yelkenleri açmış, rüzgarı
kucaklamış,
Beyaz köpükleri aşan bir
seferde.
Dalg...
Anlattın mı,
Yoldaşın Selime'ye,
Ellerimin ne kadar yumuşak,
Ve bir bedeni okşamada
Ne kadar maharetli olduğunu.
Bedenimin yükünü,
Bedenine vermediğimi...
Dert anlatır, dert görmemiş.
Değişmem der, pişmeye gelmiş.
Sorsan doğruyu bulmaya gelmiş.
Yol gösterirsin beğenmez.
Bi' gözleri vardı,
Acıya yakın bir yerde.
Gülerken kuru çöl, ağlarken gökyüzü
Bulutlarının altında ıslandım lakin,
Göremedim, saklanmıştı özü
Bi' kitap ...
Kış bahara evriliyor, bahar yaza, fark etmeden.
Yeryüzü kostümündeki koyu yeşillerin arasına, açık yeşilleri ekliyor yavaş yavaş.
Farkında olmadan oluyor ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok