bedeli ağır bir romandır aşk
oysa cebimde gram metelik yoktur
durup dururken, bir marifetmiş gibi bir de kalkıp seni öperim
o sıra transferi gecikmiş birk...
Dostum
Burası bildiğin gibi
Tepelerden hassasiyet topluyoruz
Koca bir ah bulutu oluyor sevmiyorsak da saygı duyduğumuz dinler
Hiçbir tanrı dinini reddetm...
fakat isimsizim ismim hiçbir kapıyı açmıyor
bile basmıyor şiirimi dergi
hiçbir yarama derman olmayan şu kainat eczasında
dolduruldum ve bir hayvan gibi ...
ezberimde şiir yok
ama dedemin
ceketinin kokusunu
anlatabilirim
cebimde
sevgilime ayırdığım
güzel bakışlarım var
onu da isterseniz
bir dilenciye veri...
Avucuma üflüyorum avucuma
Gülme öyle
Sökülmüş bir dikiş gibi çekiştirilen
Yaralarım bile senden yana
Düşürmüş gibi yere attığım izmarit
Başında anıt mez...
Çiçek dillerini es geçelim
Gonca gibi, gülce gibi mesele
Mesela yedi yapraklı yonca
Yutkunamıyorum onca cümle varken
Çiğ düşmüş uyku bedenim
Yurt kuram...
Gecenin üçü tüm otorite uykuda
Kalemi alıp yazıyorum sayfalarca güneş doğmadan
Üstümdeki baskıdan eser yok, tüy kadar hafifim
Huzurla uyumak yok burjuvanı...
göğün cırtlak mavisiyle sevişirken deniz
pürüzler eksilir
bütünleşirken sevgililer
gereksiz insanlar cemiyeti kapanır
binalar yıkılır
betonlar müteahhit...
gönende yeşeren tütünleri yak bağrıma söndür
bu daktilo bu hırs bu kemoterapi
çıplak ayağın medeni yetsin çündür
boğazımdaki bu harbi, basbayağı, zorba...
*
Yirmi sekizinci kez alıyorum aynı soluğu
Gün aynı yerinden batıyor, sesler aynı tiz, gölgeler aynı boğuk
Aynı anlamaz bakışı tanıyorum yirmi sekizinci k...
“televizyonda hırslı çocuklar,
bırakınız koşsunlar; zincir yettiği kadar.”
toplanın, ayin başlıyor.
ışıkları kapatın ve
son model telefonunuzdan
müzik ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok