İçinizden gideniniz, göreniniz oldumu bilmiyorum. Ama, bu hiç bir yer, çok sıkıcı bir yer. İnsan, nasıl gelebilir ki böyle bir yere? Hiç bir yeri, hiç bir yo...
tüm metro peronu boyunca
yalnızlığımı idam edebilecek
bir tanıdık sima aradım
durdum
tamam kabul ediyorum
aslında gerçekten yalnız değildim
ısrarla ...
Bugün ağlayasım geldi
Ağladım içimden
Bana yazdıklarını okudum
Dışım da ağladı
Yazdıklarını sen de oku
Sen de ağlardın Nada
Sen de ağlardın
İlk o mekt...
Ses ver kalem, artık ne kaldı yazılacak? Küçülüyorsun işte! Ömrün azalıyor. Yıllardır ruhumu yansıttın kâğıtlara; ağladık, güldük, çile çektik...Yine de vazg...
bir soğana sor
kaçıncı katmerinde kanar gözyaşığı
bir soğana;
sağanakta
bir sunağı yont bir puta
bulutlara içerli
bulutlarla bir
azametli
bir sunağı...
/
Çiçekler büyütmeli
boy boy çiçekler
Çakıl taşları ve toprak üzerinde
Bir kadının pürüzsüz sırtı kadar yaprak
Bazen sıkılıp suya boğmalı
Bilir misin ...
Bazen düşünüyorum
Nereye gittiği belirsiz bir trende
Yanımda küçük valizimle
Bir sabah habersizce çıksam hayatından
Ağlar mısın benim için?
gün doğdu. bana doğdu. niye doğdu? bugün doğdu. derman kalmadı. umrumda değil. söylemez bazen aklından geçenleri. dinlenmez, dinlenir fakat hissetmez. küser,...
Adem ile Havvaya çocuk olma fırsatını vermeyen sendin. Hangi yavruda kendi eksiklerini gördüler?
Gül ile büyümüştü yavruları
Gençti ve neden ya...
Ağzındaki sert çıkıntıları çıkarıp kenara koydu. Ablasına işaret etti ve steril su temini sağlanmasını rica etti. Ablası öfleyerek ayağa kalktı ve mutfağa yo...
Dik yokuş dizlerini titretmeye başlamıştı. Başını kaldırdıkça zirvedeki kaleye ulaşacağına dair umutları tükeniyordu. O an kaybolmayan ve her an teninde hiss...
Üniversiteye Tarkovski, hadi olmadı en azından Zeki Demirkubuz olma hayalleri ile gidip, sinema okuduktan sonra ola ola ancak düğün kameramanı olabilen Turgu...
O sene yılbaşı yaza denk gelmişti. Sonbaharda açan rengarenk çiçekler artık solmaya yüz tutmuş; yerlerini, yollara dökülmüş sarı yaprakların görsel şenliği a...
Üniversitenin bittiği yaz benim için birçok şey belirsizdi. Seninle konuşmalarımızın çoğunda düzenli bir işte çalışmak istemediğimi ancak kendi işimi yapmamı...
Bende vazgeçmenin ağırlığı yavaş yavaş yerine oturup içim serinlemeye başlasa da paylaştıklarımıza ve bize dışardan bakma şansım olmuyordu. bütün gün çalışıy...
Tespihlerini satmaya giderken her gün aynı yolu kullanırdı. Yol güzergahında bir engel çıktığında, kaldırım çalışması yapıldığında ya da sokakta çukur açıldı...
Kafam kesik kesik zonkluyor, duvarlar üzerime doğru geliyordu. Annemin silüet’i gözümde canlanırken "Yapma daha kaç defa öldüreceksin " diyen sesi kulakla...
Bir çorap giydim ayağıma. Ayağım iki yüzlü ve paranoyaktı. Bana eşi olmayan bir çorabın beş para etmeyeceğini söyledi. Onu duymamak için kulaklıklarımı taktı...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok