Bir nefesin elleri, eteğinden çekiştiriyor.
Sözlerin, olur olmaz ânda ağlamaya başlıyor.
Evinden çıktığında yağmura yakalanıyorsun.
Bu diyârın da çivisi ç...
Kurak bir diyârdan geldim ben buralara.
Pencereden bakınca göremezdim denizi.
Çatıma bir yağmur damlası bile düşmedi.
Gökte süzülen kuş, hiç konmadı câmım...
Her hüznün gölgesi, yüzümde kazılı.
Saklamaya çalışmam, alıştım.
Bin defa o âteşin içine karıştım.
Artık dört duvar, ıssız ve muhteriz.
Gözümü çevirdiğim...
Kazıdım tenimden çektiğim ızdırapları,
Ölümü düşlüyorum zifiri hazinlerin ortasında.
Kalbim kayıp,
Adım uzaklarda bir yerde.
Yadımdan kalan metruk bir me...
Dilin lal olur tutarsın
İçine atarsın bütün sesini
Diyarında itilirsin yalnızlığa, istenmez kalırsın
Her şey yağmur dinene fırtına geçene kadardır
Aşk, ...
Dilsiz bir gecenin kollarında uyuyacağım.
Sâatim bozuk, mekânım yok.
Kalbim dağınık, yüzüm yorgun.
İki kelâmın pençesinde atıyor nabzım.
O kara treni dur...
Yağmur içime, derinliklerime yağsa, ferahlatsa yüreğimi o zaman biraz dinginleşir, berraklaşırdım belki
Gün biter, başlar geceye yolculuk,
Değişmez, hüzün o eski hüzündür.
Bu vakitler sarar beni bir yokluk,
Gündüz size, gece bana sürgündür.
Ay ışığı beniml...
Kimi zaman okuduğum şiir dizelerinde kimi zaman bir betimlemede “o kadın” olmayı arzularken buluyorum kendimi. Ömer Lütfi Mete’nin yazdığı bir şiirinde,
"At...
Kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerdesin.
Su olsan kimse içmez,
Yol olsan kimse geçmez,
Elin adamı ne anlar senden?
Çıkarsın bir dağ başına,
Bir ağaç bulur...
Bak az ötede güneş düşüyor sokağın ardına
Sabırla bekliyor sırasını sokak lambaları
Az sonra gölgeleri kusacak kaldırımlar
O vakit bir kez daha salta...
Dar bir köşede bekletiyorsun ömrünü ve kendini hiç sormuyorsun kendine.
...
Çünkü kaygıyla dolusun korkun hep yeni.
İsteyerek anlatıyorsun zayıf yerleri...
Diyelim ki yol var gidilecek
Kaybolmak da mümkün
Yolda örtülü derin kuyu
Pek tabii düşmek de mümkün
Diyelim ki yorgun,
Manalar yorgun, adımlar yorgun
...
Şimdi ben ne söylesem rüzgâr savuracak.
Güller dalında kuruyacak, apansız.
Şu engin gök var ya, ağlayacak.
Ah, nahîf kanatlı kuşlar da havalanacak.
İyisi...
Bunlar yavaş yavaş dağılan kara bulutlar değil
Bunlar bulutlara alışmanın coşkusu
Sevinçlerimiz berrak bir suda yüzen nilüfer yaprağından uzakta
Karlı dağ...
Karanlığın içinde, istemeden bir başıma otururken ve gök yırtılırken bir saç teli takıldı pencereme. Artık bu evde istenmiyordu. İstense de dökülemezdi daha ...
İki yanı ağaçlı yollardan geçip gitmektir şiir
Birinci mısradan bırakıp kendini son dizeye düşmektir kimi zaman.
Uyaksız pencerelerden bakan hüzünlere sarı...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok