‘’Polinomun çift dereceli terimlerinin katsayılar toplamı ile tek dereceli terimlerinin katsayılar toplamının çarpımı kaçtır?’’ Diye sordu Sezai, karşısında ...
zahir ölümü düşledi.
karla örtülü bu dünyada bir kefeni olsun istedi.
yıllarca çektiği acılar dillensin, parmakları iyileşsin diye.
boğazının düğümü çöz...
günlerden eski dün, ellerim kan ağlıyor.
bembeyaz eller.
ruhum gibi vazgeçiyorlar benden birer birer,
birer birer düşüyor yağmur yeryüzüne.
yavaşça ört...
gecenin üçü
insan böyle gecelerde öğreniyor şiir okumayı, böyle gecelerde yağıyor kar tüm çıplaklığıyla ince yüzlere.
siz bana aldırmayın benim kafam karış...
şayza, sigarasından derin bir nefes çekti, dumanını yere doğru üfledi. başını kaldırırsa zahir ile karşılaşacak, çırılçıplak kalacaktı karşısında. bir damla ...
Birinci hatve: Yağmurların dalgaları
Karamsar bulutların yağmurları
Sularının barajlarındaki dalgınlığı
Ben okyanuslardan uçuyorum
Ah bir çatık kaşının...
seni çok özledim demek istiyorum
cümlede en çok da çok kelimesi az kalıyor
sen de beni çok özle istiyorum
bu kez de çok kelimesi çok olur sanıyorum
a...
“Bir ev ve ardından açılan bir kapı.”
Acılara, kedere…
İçinde hapsolmuş karanlık mahzen,
Farklı bir hayat, yaşanmışlıklar, kırgınlıklar, umutlar ve bekley...
Hiçbir şey kontrol altında değil!
Manyak gibi sağa sola koşuyorum, kendimce gücümün yettiği herkese uzanıyorum. Ama bir yandan da ödüm kopuyor, en küçük şey...
Geri dönmeyi ne kadar çok isteyeceğimi bildiğimden bıraktığım köprüleri yıkarak ilerlemiştim. Başımı çevirirsem göreceğim manzaranın güzelliğiyle büyüleneceğ...
Bir pazar sabahı gibi
hüzünle kaplanacak gökyüzü,
henüz vakti gelmemiş olan
bize uzaktan bakarken
beklenen gelecek
bir pazar sabahı gibi
merhabasında ...
Dışarıdan nihilist
İçeride şeytanlarıyla dans edip
Meleklerini taşlayan
Hınca hınç kin.
Varlıkla yokluk arası.
Arafın kapana kısılması.
Kıskıvrak yaka...
Eğer güneş bir daha parıldamayacaksa üzerimde,
gece sırlarını paylaşmayacaksa benimle,
sevgilim bir kez daha olsun yatmayacaksa göğsüme,
neden şimdi hayıf...
şimdilerde hatırlayamadığın
bir zamanlar bir ocak akşamı
sevgiyle kucaklandın
güvenli ve sıcaktı
gümüş ovaları aştın
dört yanıda fırtına
evet o da orad...
seni öpmek nasıl bir his merak ediyorum.
kaşlarında parmak uçlarımı gezdirmek,
bin yıldır muhafaza edilmiş bu kitapta bi göz gezdirmek
hatta yalayıp yut...
gizli gizli terk etmek gerek
apar topar buradan kaçmak gerek
kalbi kırık kızlarız ve saygı duymayız
gördüğümüz her ruh oyuncağımız
"üzgünüm" demek gelmez...
kalbim bi yuvaysa her zaman temiz kalmasını istemem
sanki her an misafir gelecekmiş gibi sıkışmış hissederim
özgürce dağıtabilmek gerekir yuvayı
dağıtmama...
Büyük Ayı,
gökteki ışığım.
koruyucum ve yoldaşım
daha dokunma fırsatı bulamadan gönlüme değen
yıldızlara dokunmak ne kadar zormuş?
galaksilerle doluy...
ruhumun çatlaklarından içeri sızdın
toprağın çatlaklarıydı ruhum
yağmur tanelerinin verdiği hayatı bahşettin
tüm o gösterişi ve neşeyi,
sırf bir kere da...
biliyorum, çok sevildim
elindeki bütün buketleri önüme serdi
"bu menekşelerin cadısı sensin" derdi
buklelerinde yüzyılların hasretini gizler
buseleri uy...
Kaç defa ölebilir bir insan
Son yolculuk diye bir safsata uydurmuşlar
En korkunç yalan.
Kaç gün, kaç ay nefesi kesilip durur insanın
Bir yalnızlık ki; sa...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok