Henüz yirmi üçtür
Müzmin toyluğun bittiği yaşlar.
Harap olmuş güven,
Bir avuç hüzün ve terhis olmamış keder
Vazgeçmiş midir kaygıdan
Harp içinde olan ak...
Bu akşam sonbahar ne kadar serin,
Geceyi hasretle bekliyor zaman.
Üstünde ipekten leylekler uçan
Beyaz perdeleri indiriverin!
*
Masamda düşünen eski lâm...
Ben yerimde, kuytumda en azından bi nebze mutluydum, nefes alabiliyordum yaşayacak kadar. Sonra hayatımı tamamiyle değiştirmeye karar verdim. Biliyordum sonu...
Kasvetli bir gün
tekrar çıka geldiğinde
kilerdeki kutuların arkasından,
yavaş ve sessizce gel.
Hiç acı duymayayım.
Uykumda ölmüşüm gibi.
Hala ıslakken ...
Ölenlerin kazandığı
Kalanların kaybettiği bir savaş
Kıymetinin bilinmediği bir dünya
Hayat değer mi yaşamaya
Her şeye sıfırdan başlamak
Yeni hayaller k...
Bir kalbim var et, kan, sinir
İki gözüm var seni görür
Ayaklarım sana gelir
Ellerim seni arar
Bir dünya ki kocaman
Bir evren ki sonsuz
Sen olmasan neye...
Bana mezarlıklar sunmasın
İçinde karanlığı barındıran
Huzursuz bir hoşgörü
Kayıp bir kaç düşünce
Belki bir hissiyat
Bana mezarlıklar sunmalısın
Kahr...
Şimdi herkesin hasretle aradığı o beşinci mevsim,
Kirlenmek istemediği için kayıp.
Kaybolmak değil ama kaybetmek ne kadar ayıp!
Şimdi uykuya dalacağım,...
ara sokaklarda yürürken
bazı günler,
insanları görmemeye yer aradım.
bir avuç düşüncedir akla gelen‘
hani gelen? yokki giden..
bir eşikten atlamaktı, a...
sosyal statü pornosunun ve groupie’lerinin
peşine takılsaydı,
muhtemelen daha mutlu ve daha
renkli boşluklara sahip olacaktı.
aynı zamanda metrekaresi d...
Bir garip haldir bu
Sonrası biraz kül bir tutam duman
Aldığı kadar yalan.
Çatlak asfalt üstü sallanan
Mütemadiyen soğuk
Yer yer buz tutan.
Yokluk muh...
kaçmakla yoğrulmuş hamurum
neylersin kilimler hep tersine katlanır
solgun tarafından bakar
köksüz atlar gibi
yarın söz bir yeminle uyanacağım
belki bir...
Bir. hızın içindeyim çoktan. İzsiz. rüzgarım yok olmaya.
Durmam ilerletir. Kalmam çok gitmeye öz Bilirim.
Hafıza, ışık ve sesten: elli adımlı günler
İçerd...
Ne o elindeki Bana doğru? Yurdu mu yoksa bir tilkinin
Gözlerinden gibi sivri camdan, Bana çöller mi anlatacaksın
Havandaki ne, Sen ne geldin de ben Neye ha...
İçimde bir ateş var,
Yaşarken politikanın siyah güneşi altında,
İnsanların söz verip aldattığı bu yüzyılda,
Sadakatle bağlandım sana.
İsminin geçti...
Yoruldum,
yorulmamam gereken yerlerde.
Duruldum,
durulmamam gereken yerlerde.
Sustum,
susmamam gereken yerlerde.
Bindiler tepeme,
sırf ben yorgunum diye.
Yardımı düşünmek
Başına gelince çaresizce medetten
Anlarsın anlarsın düşünce kadere
Sadece basit bir empatiyi düşünmek
Reklamla kurumsallaşmak
Bir ca...
Gözlerine baktım bu gün
Toprağına gömüldüm
İstersen dik üstüme beyaz papatyaları
İstersen kumdan bir kale yap
Çocukların tatlı gülüşünde ara beni
M...
Henüz çok değil
Otuzdörtteydi
Bilmiyordu yolun neresi
Sanırım ölüme daha yakındı nefesi
Böyle kokuyor ölüsü ayrılığın
/
O ölünce ağlamayın sakın ha
Ya...
Salt duygu yüklü bir anomaliydim,
Eskimiş televizyona üzülen,
Ölüleri kıyafetlerinde gören,
Ayıp olan ile yüzü kızaran,
Tasolara aşık, bilyelerle flörtle...
Acıları duman duman giyinsem
Kambur çiçeklerden damlardı korkum.
Bırak artık, bırak yakamı, hey sen,
Ölümüne dans ettiğim uçurum..!
belki de mutluluğa kavuşmaya koşuşum, yürümeme geç kalıştır.
Koşmasam da olur, belki yazgım yürümektir. Belki yürümek ,yetiştirir beni mukadderata.
peki ya...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok