on dört yaşında perşembeyi cumaya bağlayan gece fırtınaya yakalanmıştı. fırtına içinde kopuyordu, şiddetli olduğundan dolayı yürürken sallanıyordu. gözleri ş...
Mektup attım postaya.
İki güvercin geldi ve posta kutusunu gagalamaya başladı biri, diğeri kutudan içeri attı kendini ve ciyaklamaya başladı.
Omurgası kı...
Soğuk ve puslu bir gecede
Karşıma dikildin
Beyaz takım üstünde,
Yakanda en sevdiğim kravat takılı...
Kabanının altından titriyor ellerin
Cebinde ki za...
Bay Kozmik: Pis yunuslar kahretsin seni! Kuduz sincaplar kemirsin! Aptal kafam, saçma başım, nereden düştüm bu hataya! Kozmiktör söyledi o kadar, bir güvenli...
Taşlanmam için
meydana götürecekler beni
Birkaç çocuğun masum ellerinden
Yüzümü görecek herkes
Yüzüme tükürecek
ve yüzüm yere serilecek
hiç olmadığı ...
Zaman bi' durur bi' geçer bilemem
Gözüm arkada kaldı önümü göremem
Vicdanına sor rahat mı yine de
Yaya geldiğim yolları yine yürüyemem
Topraktan
Bir ninni gelir topraktan
Göz kısılır ve gün
yaraya devrilirken ıraktan
Ten, tenhada savruk
Yen kemikten öç alır
Ve yerdeki taşlarla köre...
Zaman tanzim olurken iki rakkas arasında
Gezeleyen gözler hep o aklın darasında
Bir ses
Şimdi duvarları kemiren bir tını
Çatlatıverecek akrebin kafata...
Daha kaç kapı kapanacak
Aşk'a dair, sevmeye dair, sevilmeye dair...
Kaç Nazım, Kaç Süreyya, Kaç Yahya
Kaç eder, hiç eden...
Kaçıncı serzeniş umuda dair.....
Defaatle düşerken her gece bir çift göze,
Güneşin yeniden doğmasını bekleyen...
His kırıntılarından biriken değil!
Bütünüyle en baştan bir kalbin seremo...
Henüz ışık açmayacak kadar aydınlık, bazı görüntüleri tam seçemeyecek kadar karanlık bir akşamüstündeyim. Yola çıkıyorum oturduğum tekli koltuktan, tek başım...
Nine oturmuş papatya çayını içiyordu. Bilmem kaç yaşındaydı. Saçları beyaz. Dişleri takma ama hala iş görüyor, tutuğunu koparan bakışları vardı. İnce dudağın...
Kabullenmeye bırakmak kendini
Zamanın acıyı dövdüğü anlarda her haliyle hunharca
Kıl kırk yarılmışken, kabullenenin teslimiyetiyle
Kabullenmeye bırakmak...
Ben
Gürültüyle uyurdum fısıltılı gecede
Ve sol yanağımda ağzımdan ıslak peçete
Gözümde büyüyen devlerden gizli yeri
Vaktin sırtında kaydırdığı şu birka...
Sosyal medyada gezinirken tuhaf bir hale bürünebiliyorum; yetersizlik... Bazen çok fazla vakit geçirdiğim oluyor, bazen de telefonu öfkeden koltuğun bir köşe...
Kuma vuran gölgem
Deniz önünde bir ben
Köşe başında bir fener
İnceden esen rüzgar
Daha ne eksik
Ya da tamamlanamayan
Nedir bu dolmayan
Sığamayan
İ...
Zaman değil miydi yaralara merhem olan o zaman benim yaralarım zaman geçtikçe neden kanıyor . Kalbime saplanan bu ağrı da neyin nesi neden hiç geçmiyor ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok