Bizden önce de doğdu bizden sonra da doğacak güneş
Ne giden geriye döner ne kalan acıya serkeş
Tutunacak bir dalın gölgesine kalsan da hasret
Bir nefes...
Biriktiriyorum kendimi dünden bugüne
Saçmalıklarımı, pişmanlıklarımı, sessizliklerimi çığlıklarımı, isyan edişlerimi ve dualarımı...
Öyle sessizce biriktir...
İnsan ne kadar da bulanık ve derin
Kaybolmaya meyilli labirent
Düşmeye meraklı kuyu
İnsan ne kadar da karışık
Bulunamayan adres
Yanlış yol, çıkmaz so...
Biliyor musun ?
Yüzündeki tebessüm,
Gözlerindeki sevinç,
Gece gördüğün düşün,
Yarın için umudun,
Gökyüzündeki uçurtman,
Dilek tuttuğun yıldız,
Üşüyünc...
kaçıyor musun
büsbütün
yaşamaktan sürekli
sorulmaktan
yaşamak da bilirsin
büyük bir giz.
inadıyla, neşesiyle
aynalarda gördüğüm
kadın neyi taşıyor ka...
Bedri Rahmi Eyüboğlu’na
İstanbul deyince bedri rahmi gelir aklıma
Maviş bir kız gelir
Evleri denize bakan
Fıstık ağacından aşağıya
Üsküdar meydan gelir
...
Aynaya bakıyorum gelecek
Ardıma bakıyorum karanlık
Yansımalar yalancı
Renkleri alacalı
Umut verici aynadaki
Göstermiyor gerçeği
Mutlu olmayı bir yala...
Ceplerim yalnızlığın harçlıklarıyla doldurulmuş
Kıtı kıtına yetecek sanki.
Bıraksalar yürürdüm bu yolu
Hiç dinmeyen kırgınlıklarımla
İyileşmeye müsaa...
Bir dikişte bitirirdi hayatı
Yapabilmek elinde olsaydı
Hızlı koşar çabuk yorulur
Sevdikleriyle ilgili şeyleri asla unutmaz,
Fakat inadı tutunca da tut...
Dedim: Dikenin var, bülbülün var, gülsen ya gül ya gülme.
Dedi: Gülüm amma gülsem mi gülmesem mi bilmem.
Nâmüsait bir yürekten bulmadım hiç ben huzur
Kim yabancı kim yalancı görmedim bir dem kusur
Ben mi saftım yoksa kurnaz fark edilmez son mudur
Korkar old...
saçların
toprağım oldu
gezdirdim ellerim
ağlar gibi
dudakların
mezarım olur
bi kez konuşsa
sever gibi
Dalgalar değiyor düşümde ayaklarıma
Öylece tutup bir ucundan, altında dinlenesim geliyor bir müddet.
Evvela beni, daima seni sildim maziden
Yaralanmış bu yürek
Ne baki kalır sevgi, ne de sessiz durur sevilmek
Adem ehlini hoş gör gönül
Bu fani diyarda hey...
Beyazıt’ta sabah yürüyüşüne çıkarsan
Eğer
Hanlar karşılar seni hamamlar karşılar
Minarelerden kuşlar düşer üstüne
Gözcülük ederler
Tebessümüne
Beyazı...
Ben tabutlarıma saklanırım;
Kasıklarımıza ters keçi boynuzları
Eken ırgatlar gibi şimdi gökyüzünde
Göğsümüze gerilmiş zülüften haçları
Ne yaparsın?
Kan ...
Hevesi tüketen hassasiyettir
Derinlerimde tek gerçekliğin acı olduğuna inanç ve hevese lanetler
Kayboluş her zaman en büyük isteğimi sayıklar
Var olamadığ...
Gözlerinin içi başka gülüyor
gülüşlerin gözlerimi kamaştırıyor
Sevincin bir çocuk sevinci
İçim Panayır gibi üç Bucak
hiç sönmüyor ışıkları
arkamdası...
Sevdalar arası uçurumduk sevgilim
Sen o sahte restoranların müdavimi
Bense barakadan bozma balıkçıydım
Sen, iki çatal üç bıçak özel sunulan Mersin balığı
...
O gece yine yağmadı yağmur,
Ama sen vardın yanımda.
Ekşi bir başlangıcın,
nereye gideceği bilinmeyen bir
devam yolunun gidişatı
Sana saçlarını açtırdı...
Çok zaman geçmedi belki ama öylesine bağlandım ki sana her şeyim oldun kaldın.
Hep rahat edeceğim bir evim olsun isterdim, bir yuvam başım sıkıştığında koşa...
Ve düşünüyorum da
yalnız kalmayı,
övüp bitiremem. Ama yalnız kalmayı
sövüp de bitiremem.
Eskiden severdim cümlelerimi.
Gökyüzüne sıkılmış bir mermi gibi...
Ay doğuyor
Yükseliyor, yükseliyor ve yerine yerleşiyor
Gecenin kalbi atmaya başlıyor
Kurtlar tek tek uyanıyor ve sana doğru koşmaya başlıyor
Ulumalar orm...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok