Annabel Lee
Senelerce, senelerce evveldi;
Bir deniz ülkesinde
Yaşayan bir kız vardı, bileceksiniz.
İsmi Annabel Lee;
Hiçbir şey düşünmezdi sevilmekten
...
Sibel, tedirgin bir gülümsemeyle elinden sımsıkı tuttuğu küçük kızını getiriyor. "Bak Sevil, bu Nalan. Sana abla olacak."
Sevil, annesinin elini bırakıp ban...
Havasına, suyuna, toprağına kadın düşmanlığı işlenmiş ülkemizin insanları, erilliğin nimetlerinden olan mağdur suçlayıcılıktan faydalanmaktan geri duramayaca...
"Kaldırın şu çiçekleri vazodan, ağlayacağım."
Başları ölümün tevekkülüyle yere eğilmiş, solgun yapraklarını tatlı bir güneş okşuyor, bir ölünün yanağını okş...
İkindi güneşi, beyaz, ahşap, camsız kapının eşiğinden zemine altın bir huzme halinde yayılıyordu. Güneş, Firuze'nin gözlerindeki son gençlik ateşi gibi bir a...
İntihar ipleri boynunda asılıdır, sevgisiz yetişmiş ailelerde doğan sevgisiz çocukların. Ayaklarının altında sakat aksak bir sandalye, tıkırdar durur. Hayatı...
Bu üç katlı, sekiz odalı, her odasına güneş dolan, bir gelin gibi süslü ve bembeyaz, bereketli ve yeşil bahçesinde gelinciklerin, kırmızı ve beyaz güllerin, ...
Kamburunuz sırtınızda dikilidir, eğer ihmal edilmiş şehirlerin birinde demiryolu işçisi on dört yaşında bir çocuksanız. Hele ki aylardan ağustossa ve arka ce...
Anne,
Bugün dolaptaki peynirin küflü kısmını ayırıp yedirdim çocuklara. Tan ağarmadan hemen önce gelmiştim. Allı morlu, şıkır şıkır elbisemin üzerine attığı...
Buğulu aynadan kendini göremediğine memnun kaldı. Çıplak teninin rengi aynanın buğusunda belirsiz bir gölge gibi asılıydı. Sular parmak uçlarından, omuzların...
Gecenin ördüğü kara ilmekleri şafak bir bir sökerken hafif, belli belirsiz doğacak güneşin habercisi parıltılar; yeryüzünü koca bir yorgan gibi örten dipsiz ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok