Bir kış akşamıydı.
Evinin önünde sallanan sandalyesine oturmuş olan Afel, kristalleşmiş kar tanelerini seyrediyordu. Kristaller, adeta dans ediyordu. Sonra ...
Zalime ayan olanlar
Mazlumun hakkın alırmış
Gerçeğe nadan olanlar
Kendini bir halt sanırmış
Dünyada dönen dolaplar
Mahşere kalan hesaplar
Yaptığın bun...
İyi ki sabah çıktım dışarı. Güneş tam tepedeyken gün çok sıkıcı oluyor. Tepede kocaman bir alev topu beni buharlaştırmak için duruyor. Çok yanlış oldu. Suç g...
Şiire ayıp etti öykü.
Kendi benliğinin sınırlarından sıyrılıp da gün geceye dönünce bir kadın düşüyor ruhuma, diyerek girdi şiirin koynuna. Sukutuhayale uğr...
Doktorun odasından çıktıktan sonra koridorda bulunan pencerenin önüne geçtim. Gökyüzüne bakmak istemiştim, baktım ama bulutlar olmadığı için buruk bir hüzünl...
Kurağın suları gibi kesildi sesin
Merhaban olur muydu demem olmaz
Kuradın toprağıma bilmem de bilmem
Belkiydi çiçek açacak
Belkiydi su tutacaktı kirlenes...
Dört bir yanından memleketim
Tutulmuş kollarından
Tutmuş nefesini
Benim çaresiz memleketimin
Bugün bir avuç suya
dört nala koşmuş hayvanları
Ortasında ...
Rüzgarında kan kokusu
Çiçeğe bulaştırır yüzü kızarmaz
Kızaran bir gül koparmayı marifet sayar
Hafızasındaki benli yanılgı hiç şaşmaz
Gördüğünü göreceğine...
Jules Verne bizleri, yine farklı bir açıdan yaşam ve zaman arasındaki dengeyi gösterdiği eseriyle karşılıyor. Kitap, bir saat ustası olan Zacharius Usta'nın ...
Omuzlarımı baskılayan ağırlığa karşı koyamıyorum. Duruşum gittikçe eğrileşiyor. Yürürken sendeliyorum. Başım bana ağır geliyor çünkü düşüncelerim benden ağır...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok