Edebiyat > Şiir
Bu alanda, şahsınıza ait şiirlerinizi paylaşabilirsiniz.
sen gittin
eşikte sararmış yüzün kaldı
gözlerin kaldı ıslak ıslak
yetişsem, kokun buradaydı
döndüğümde soğuktu yatağın
başkasına uyuduğun,
başkası...
Bu ummakları ne zaman heybemde topladım
Bu sanmakları
sevda diye kim bıraktı avuçlarıma
Bunca yalan ve her yüzün ardında gizledikleri
Zamanında gülümsey...
Bir masmavi gök, bir de arş-ı alayı ayaklarının altına alan gözlerin,
Biçare ömrüm bu ikisi arasında mekik dokumakta.
Bir yolcuydum dur durak bilmez, ben g...
kördüğümdü çözüldü
günlere bağladım ömür yükümü geçiyor
ister istemez yaşıyor gibi
gülüyormuş gibi yapıyor insan
hayattaymışım ama yaşamıyorum gibi
bi...
Uzandı elleri sonsuzluğun
Yok oluşunda yıkılmış binalara
Ve zamanı tutup sündürmek
Tekrar tekrar tekrardan …
Avuçlarından dökülen
Kor ateşi
Tütmeyen...
Bir ağıt yükseliyor semaya,
Yalnızlık ağacının tepesinden...
Sonlanacak olan şu hayatın
Damarlarında kalan son kan damlaları,
Bulutlarından geri damlıyor...
...
Beni arama bizim bağda
Kimselere sorma
Kiraz çiçeğinin balında
Dinleniyor olabilirim.
Bişko'ya ithafen
İlgi halleriyle hiç ilgilenemedim,
çalınan mektup gibi,
göz önünde lakin orada hiç kimse yok,
bir kopyaydı çalınan,
çoktan ezber edilmiş.
Yazın, tarifi ...
Seni içimde öldüremiyorum
Hem nasıl yapabilirim ki,
Sen bu kadar ben olmuşken?
Beni senden uzaklaştıramıyorum
Uzaklaştırmak da istemiyorum ya neyse.
Dip...
ben bi adam tanıyorum kendine şair diyor
önceleri avukattı şimdilerde aşık
kadife pantolu poposunda winchester
hasırdan cantası belinde tüfek gibi duruyo...
Bir gün kulağımı açtığımda
Sesin duyulmalıydı etrafa
Azrail benden çaldı seni
Niye bu kadar cüretkar oldun korkak herif
Sana dair anılar canların zih...
Topuklarımız birbirine dayalı
Aynı göğün altında aynı güneşe taparken
Ne sen benim manzaramı görebilirsin artık ne ben sen...
İnce dokunmuş bir kaftandı
Gerçeklik, üstten aşağı kendini belli eden
niteliğe sahip olmakla
eskiyen endemik bir türün örneği.
Pek r...
Ben
En ağır sözden mesulüm
Hiçbir dile değmemiş
Ve geçmemiş hiçbir kulağın kapısından
Ben
En ağır veballe yüklüyüm
Hiçbir yürek tartmamış
Ve in...
Sen de gördün mü gördüğümü
Bu bir kördüğüm
Nerelerde harcadın en güzel yılları
Belki beraber hatırladığımız o güzel yazları
Belki de ben tanımıyorum
Yan...
Acın adeta kainata sığmaz
Gönlü âmâ olana zerre bile değil
İçten bir zeytin dalı uzatılmaz
Ahum bu devrin insanı değil
Seni uzaklara götürüyorum
Attığım her adımı Sana yoruyorum
Seni konuşup Seni seviyorum
Adını sayıklar gibi olduğumda uykumdan uyanıp adına lanetler oku...
Öylesine akıyor gözyaşları bu gece
Sebepsizce ve sessizce
Kimse görmesin diye gizlice
Kirli düşünceler gibi acıtırcasına
Gecenin bir vakti
içinin daralması
normaldir
Gündüz vakti
kalabalığın arasında
göğsünün daraldığı
zaman haber ver
Kendi derinliğimde yeri geldi neferlerimi boğdum.
Hem de hiç renk vermeden.
Üst perdede işin ne daha konuşmayı bilmeden, yolumda yürümeden, aklın ermeden ?
Hayatım bir sahne gibi,
her gün yeni bir oyun oynanıyor.
Suç ve ceza iç içe geçmiş,
bu karmaşık senaryoyu suçluyor.
Zaman fırsat tanımıyor;
ac...
Sizi de parçalamış hissiyatlar ziyadesiyle canilerden
Oysa bakışı sallayışı kuyruğu ne kadar içtenlerden
Tamamlanmayan merhametlerin esirleri hainlerden
K...
Mühürledim sanki yine kendimi
Oturduğum sandalye sardı
Taşa dönen bedenimi
Gömüyorum kendimi içine
Soğuk ekranlar önümde
Uykular yırtınıyor artık bizi g...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok