Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.

Düşünmek, üstelik bir gece yarısı, dallarına baykuşlar tünemişken. Birçok defa vazgeçilmiş, birçok defa vazgeçmişken…

Şu içinde taştığını sandığın su, hani ...

Yürürken şehrin arnavut kaldırımlı ışıklı yolunda,

Bir başka nüksediyor aklıma hayatın mânâsı...

İnançlı ruhiyem,

Mesuliyet aksettiriyor bedenimin içine

...

Diktiğin ağacın gölgesinde, bir kuşluk vakti

Tün yeli eserken uzaktan dinledin matemin sesini

Ziyan olmasın diye yüreğin kendinden bile kaçtın

Kaç defa d...

Tüm inandıklarımı gözden geçirip soyağacımızı çıkarıyorum. Aslında ne olduğumuzu çok iyi biliyoruz. Ve bilmek bir çözümden çok bir çıkmaz oluyor bizim için.
...

12 Kasım 2024

Saat 00.43

Bilgiye sahip olmayı istemek için ihtiyaç duyulması lazımdır. Gündelik bilgiye kısa süreli ihtiyaç duyduğumuz anlarda başvurur, fe...

Uzaktan sevmeye başladım seni hergün kokunda kaybolurken şimdi bir kalp hırsızı gibi seni sokağın köşesinden izliyorum elbet geri gelirsin kokunu tekrar kavu...

Yorgunum sanma

Bitkinim sanma

Bazı geceler

Masum yüzüm

Boş renklerde

Bahçenden eksiltme suyunu sevgilim

Bırak sevdiğim çiçekler açsın,

Güneşi alıp sana dönsünler yüzünü.

Kuşlar çağırsın, kediler selamlaşsın

Karıncalar gezi...

Gece çökertti huzursuzluğu

Elimdeki sigara kendi kendine söndü

Daldım

Düşündüm bir süre nedenleri

Neden olanları

Açıktı şarkı açıktı gözlerim

Görm...

Benim adım 'suskunluk'.

Kimi zaman gelirim kucak dolu kahkahadan, kimi zaman kavuran acıdan.

Suskunluk birçok şeyden gelir. Bir sürü şey birikince yemin...

Allâh buyurdu: Ey Zekeriyyâ, biz sana bir oğul müjdeleriz, adı Yahyâ’dır. Daha önce de ona hiç kimseyi adaş yapmadık"

Meryem Suresi 7. Ayet

Ey yeşil sarıkl...

...

Bizim Kul Ahmet birden bire oluverdi Ahmet Bey
Ceket ise Ahmet Bey'in ceketi
İbreti alem oldu Ahmet Bey'in ceketi
Sonunda herkes anladı ya nasip ya...

Oktay’dan telefon geldiğinde Arzu ve arkadaşlarıyla köprü trafiğindeydik. Neden aradığını üç aşağı beş yukarı tahmin ettiğimden açıp açmamakta tereddüt ettim...

Hep bir başkası olduğumu iddia ettin

Polise de gülümseyerek

Bazen bir yemin bazen kınla

Kesiklerle üstelik

Gösterecek bir yaran yoktu daha

İnkarda ustal...

Manidar bir zamanlaması vardı,

Ekim’in son gecesi,

Son saatleriydi.

Hatta biraz daha şiirsel bir hava katacak olursam:

Bir perşembe gecesi,

Saat on biri...

Yaşasın öldüm,

Öldüm fakat neden hala sıcak

Bıçak sırtı hislerim

Yaşarken alamadığım dualar

Şimdi rahatlatmıyor ruhumu

Bu şiiri tamamlayamadım. Böyle...

Sebebini bilmediğin öylece gelip suratını asan histen haberdarım. İyileşmiş, izi kalmamış yaralarından. Kanamaya henüz yüz tutmuş olanlardan da. Senden haber...

İsmet Özel öldü diye haber düştü önüme.

Dedim ki şimdi ortada ne bir devrim var, ne de savaşertesi - İsmet Özel durduk yere ölemez. Yine de bir ihtimal? Bu...

Ellerinle usulca ördüğün o sağlam duvarı,

Ellerinle yıktığında, yıkman gerektiğinde, Anlıyorsun; hebâ olmayı, hebâ olanı.

Gözlerinden kederle düşen yaşları...

Başımızı sokacağımız bir gönlümüz olsa kâfi Anise. Sana diyorum efendimhanım! Nazar etsene buraya, biz neyciyiz bur'da? Bendeliğe lütfetmedin mi yoksam bizi?...