Geçmişteki tüm büyük konuşmalarımı koca bir mahcubiyetle hatırlıyor ve kimseye belli etmeden kendi köşemde utanıyordum. Bir insan, kimseye belli etmeden nası...
En çok da pencereden sarkıtılan boşluk çağrılmayı bilmez
Gün ölümlerince soluk ertesileri kovalar durur.
Bilmem aşağıya havalandığından mıdır görülmez düşü...
seni içinde hapseden ne varsa
tutunmuş kalmış ruhunun eteklerine poşetlerce ağırlık
gözlerini bağlayan bir el mi bir kumaş mı
görüyorsun biliyorum bakma, ...
Üniversiteye gittim, 2 sene evde kaldım tabii, yemek yapmayı da baya baya öğrendim. Hayat müşterek; bulaşık da yıkıyorum, temizlik de yapıyorum, fatura da öd...
Sana sarılınca kayboluyorum
Belki kaybolduğum yerde beni buluyorum
Bu dünyaya ait olmadığımı hissediyorum
Ve varlığın bir anda varlığımı sorgulama sebebim...
Çıkışı olmayan duvarların üstünden tırmanmaya çalışan kedi, yalnızlığın uçurumuna sürüklenmiş bir kadın
Her ikisi de çaresiz, her ikisi de tükenmiş
Adını b...
ha ben,
ha dalgalanması denizin;
ha sen,
ha kanat vurması bir kuşun.
ölürken
tertemizdi içim
yeni yıkanmış mermerler gibi
tertemizdi;
birbi...
Allayıp pullayıp ne mektuplar yolladık kim bilir kimlere.
İçimizdeki postane doldu taştı.
Dilimizde mektup tadı.
Hak ettiler mi orasını bilmem.
Önemi de ...
Bir türlü yolunu bulamayan anahtar boşluğu, haşır huşur poşetlerimin bileklerimi sıkmasına sebep oluyor. Şimdi zamanı değil, bileğim iz olacak. Kolumdaki saa...
Var olan her şey yok olmaya mahkum.
Basit, son derece basit bir cümle.
Sonuç ve amacın aynı olmadığı ama birbirinden çok da ayrılmadığı yerdeki çizgide sal...
Sabah kalkıp saçlarından severek uyandırdım kızımı. Döşeğin yanı başında duran sandıktan çıkardığım elbiseyi sergilercesine tahta pencerenin üst çıkıntısına ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok