Seni bir başkasının üzme olasılığı üzerine
Dizlerimi kaşıyorum,
Çenemi kapatsın diye
Bir yere geç kalmaktan çok
Bir yerde hiç bulunmamaktan ürküp
Gölge...
bir veba yayılır aynadaki yaradan eski yansımalara
yakın değildir hiçbir geçmiş zaman uzaklığına
unutmuştun soğuğu, ayaklarını gıdıklarken sıcak kum
bas...
I.
merhaba hayat
yine karşılaştık
çünkü gırtlağımdaki gül artık yeşerdi
bu kez kuzular da var etrafımda
tembihlere uymayan çocuklar da
içimde büyüyen u...
I
yörüngendeki savrulmalara özendin
savurdun kendini
mekanlar, zamanlar
ve insanlar arasında
sessizliği kalabalıklara ezdirdin
dayanma bu bozuk büyüye
...
adını mutlaka bir yerde unuttular senin
trenlerin yeni yuvarlak bir kelimeye benzediği
atların hiç mi hiç şiirsel doğmadığı bir zamanda
azcık uydurdum...
Örtülüyor pencereler, pencereler gündüzlerin sevgilisi
Bir kıyamete doğru bağırıyor çamurluktan köpekler
Soğuyor kirli market camları çocuklardan
Soluyor ...
BuBi’ Sanat’ımızın kurucusu ve genel yayın yönetmeni Bektaş Şenel’in ikinci romanı Saye’nin çıktığını duyurmaktan mutluluk duyuyoruz!
Kuzey Işığı Yayınları ...
gündelik bir laf olmaya meyilliydik
üzerine hiç konuşmadığımız yalnızlığımız
hava durumu bültenlerinde kendine yer edinmişti
ne zaman merkezleşsek merkeze...
"Uzak ilkbaharlar düşledim; sadece dalgaların köpüğünü ve doğumumun unutuluşunu aydınlatan bir güneş, toprağa ve her tarafta sadece başka yerde olma arzusu d...
paslı iğnelerin ucunda bekleyen karganın boğazı
yahut
Bilincimin akışkan
Telaşı
Yaklaşıyor
Duyulmuyor
Kırk sandalyenin kırkı da kırık
Gün doğumu...
Onları kovuk insanların rencine vereceğim
Rutubetli evler ve yalnızlığın koynu bu yüzden doludur.
Bildiğim hayatlar okuyorum insanlara
Öğle paydosunda duv...
bir gün her yerde doğruldu güneş akşamdı
perdeye apar topar kapandı dualar
rast makamında mezarlıkları yıkadılar ağaçları
yarım baktım aya yarım ekru yar...
Hasretinle arşa çıkar lâl ahım
Sözcükler gebedir, kutlama yapar
Seni gördükçe yâr şahlanır ruhum
Her yol sana doğru sapar da sapar
Dönüşsüz çıktığın za...
Burada gözlerimi açmayacağım anneme anlat
Bir yutkunursam ebediyet ve metanet
Zamanla çürüyen heybet ve kör bileklerimdeki nefret
Yeniden kelebeklerle döl...
yirmi bir yıldır öldürmedim kendimi hiç
daha bir doğacaktım yıkılmayı unutmuş rum evlerine
yanaştıkça aynalığı kendine kusurdur diye haliç
-sen türkçe değ...
Güneşli havalarda öğle ile ikindi arası terasta otururdu yaşlı adam. Terasın tam karşısındaki penceresinden görürdü onu. Sandalyede kıpırdamaksızın oturur, b...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok