Emine Ferhan Barım
@lafzahsen
"Lâfz-ı Ahseniyet meftunu bir edebiyatsever"
şimdi şurada divan kurulsa
bir can gazaba duçar olsa
bunu bilmek nefsini okşuyorsa
gölgelikler senin midir
sevdiğini söyleyen ağzı şeker
en çok sevmekte...
Vakit
Göğün doğuşuna daldım, bir vakit.
O an ki hissettim; durulmadı gitti, nagâm vakit.
İçimde türlü sıkıntılar, anlayacağın, zor vakit.
Umutlar susuz ...
Gözyaşlarını akıtarak çaldı
La minör gamı üzerinde gezinen
Parmaklarının acısını
Gözyaşlarını akıtarak unutmaya çalıştı
İki tam mi
Bir yarım si
Notalar...
Gece saat 12 sönmüş bütün lambalar
Yağmur yağıyor iplik iplik, kapatma perdeleri Almira.
Sen istesen de kötü kalpli olamazsın.
Beni parçalanmış gemilerin...
Herkes ile Yalnız
et kemiği örter
ve bir akıl koyarlar
içine ve
bir ruh bazen,
ve kadınlar kırar
duvara atıp vazoları
ve erkekler de içer
çokça
ve k...
Sana kaybolup geldim
Doğrusunu bilmek istersin, hakkındır
Ama öyle babasına küsmüş kız çocukları gibi bakma yüzüme
Çünkü salasını okuyor çocuklar yaşamanı...
Seni düşünüyorum, düşünmeyi düşünüyorum. ''Makarnaya iki bardak su yeter mi'' diyorum. Hep bir şeyleri yapabilmek arzusu ile yanıyorum. Çalıyorum, çiziyorum,...
Yağan ilk kar bu kış,
Gökyüzü buğulu, soğuk
Üşüyorum.
Karlar bile örtemedi,
Bu ülkenin karanlığını.
Kuşlar geçiyor üzerimizden;
Hüsranlar dökülüyor kan...
Gidelim buralardan,
Gökyüzünün hazin bulutlarla
harmanlanmadığı bir yere gidelim.
Rüzgarın guremâ gibi
yüzümüze vurmadığı bir yere...
Küfrân örtüsünün i...
1
Yankılanan saadetin ilkidir çocukluğum.
Hatırı, cennet kışı yağdırır saçlarıma.
Selam söylenir kömür sobasındaki,
“bir varmış, bir ...
Gömdüm kaçışlarını gönlüme, çektim yokluğunu sineye
Sisli dağların ardından aştım da düştüm yoluna
Gurbetin tüm yükü kamçılanmış omuzlarımda
Belki görürsü...
Hayal meyal bir andı,
Anılarımı bir çırpıda hiç eden,
Böyle bir sessizlikte dağlar durur mu,
Çığ düştü çiğ çiğ yedi beni.
İlk kez o an aklandım,
Benim k...
Biz şimdi seninle Dicle'yi yıkadık
Fırat'ın feryadı Babil'de sönsün diye.
Senden sonra büyüdüm, bilemezsin Saadet
Kahrını, acısını eşiğinde bıraktım öte ...
senin yüzünde pas
elinde duman
ağır aksak adımların
dikmişsin ağzını
kırılmış parmakların
kalbin aç kalbim
kalbin yoksul
sesin yok
bu gece kelimeler ...
gerçek yalandan doğmaymış
öpücük tenden taşınma başka tene
geç de olsa anladım;
yalnız hüzün el sallarmış trenlere
bir vagondan diğerine yaptığım
kanama...
Yolda savrulan bir gazete parçasıyım şimdi,
Martılara fırlatılan bir simit parçası,
Vapurun arkasında bıraktığı beyaz köpük...
Ben bir çiçeğim kırık duvar...
Benliğimi kabul ediyordum
Adımı, sanımı, yerimi, zamanımı
Kalan kısacık ömrümü de
Yirmili yaşların henüz başında
Çoğu şeye geç kalmış
Ama aceleye de mah...
Sancılıyım bu aralar
Kaşığı tabağa vurup duruyorum,
Bağırış çağırış içinde
Yokluyorum ceplerimi
Sancılıyım bu aralar
Savuruyorum elime ne geçerse
Suçu...
Yazamadık diye hüznümüzü yok saydılar.
Boş bir kağıtta nasıl belli olur hüzün? Sormadılar defterin var mı?
Kalemimizi de çoktan kırmışlardı zaten.
Ayna...
cezbeden güzelliğin mi beni arsız günah,
yoksa artık gerçeklerin ağırlığını mı kaldıramaz oldunuz benler?
önemi kaldı mı ki artık ahzârım,
kurtuluş bir sa...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok