Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
yalnızlık zuhur ettikçe
böylesine acımasız
yaşa fiili yük kaçıyor
elmacık kemiklerime
yorgunum
göç etmeye erinecek raddede
yılgınım
köşelere pusmuş ç...
bu yazıyı okumaya verilen çabanın temas ettiği bir nokta vardı, değer. okunduğunda yüzde alaycı bi gülümseme oluştursa da benim nezdimde gerçekti. insanın he...
Elbet kırılıyor insan, tıpkı kemikleri gibi.
Tüm ruhum alçısıyla sıvanmıştır hayatın,
İzin verseydi, uyku akan gözlerim,
Ruhumda ki sızıyla bir asır uyurd...
Eski bir fotoğrafa bakar gibi hayat şimdilerde. Arkasında bir tarih belki ufak bir not. Hep dönülmek istenen bir fotoğraf çokça özlem duyulan. Belki de korku...
-Peki derdiniz ne Seyfullah bey?
Var olmak mı?
+Estağfurullah,
var oluşun farkında olunması.
-O kadar uzun sürdü ki muhabbet, temeli var olmayı istemenin...
Eğer, ölecek olsaydım.
Karanlığın içinde sürüklenen bir toz zerresine benzerim diye akıl ettim.
Tesadüftür ya da değildir bilmem, çoktan benzedim toz zerre...
'Yitirdiğin her şeyde kazandığın bir şey var; kazandığın her şeyde biraz yitirdiklerin. Bu yüzden birileri hep ısınıp dururken dinmez üşümelerim…''
-Yılmaz ...
Hep soğukta kalınca o kadar zor olmaz ama sıcağa biraz alışınca soğuk zor gelir. Seni kucağıma almadan önce bırakacağımı bildiğim için çok düşündüm almasam d...
Bir kapıyı 40 kez kilitlemek var. Bir de aralık bırakmak. Rüzgar essin tenime değsin diye. Tutunmak var bir insana. Yaşamak için biraz nefese ihtiyaç var. Sa...
Kimse bilmezdi bir odanın kaç kişilik olduğunu,
Hangi yalnızlık kaç cümleye sığar,
Hangi intihar bir kibrit çöpünden uzun yanar.
Ben bilirdim:
Kapı tokma...
Bazen, olmaz Azizim.
Mezarlara çiçek konur,
Sen sevilmezsin.
Azizim, güller hep
Bahçelerde mi açar?
Bazen çiçekler yolun kıyısında,
Bazen de bataklıkta...
Dildadeyim yollarına, hayatına ve bir o kadarda zatına.
Lakin bir görsen
Sensizlikten bir çıbandan beter ahvale bürünmüş ukteyi,
Cihanın bir ucundan bana...
ben en geniş zamanlı şiiri yazdım, kırılırken parmaklarım. teker teker, sökülürken tırnaklarım, dibinden… kanaya kanaya.
perdeler kapalıydı, ışık girmedi o...
İçimdeki boşluğu dolduramıyorum günlerdir, aylardır belki de bir yıldır. Güvenimin bu denli yıkıldığı, kırıldığı bu yılda toparlayamıyorum asla. Nefes alıyor...
bir duvar saatine baka baka öğreniyorsun zamanı;
ama kimse söylemiyor sana,
o saatin bir gün duracağını.
öldüğünü hissetmeden yaşıyorsun
bir sokağın köşe...
Aralık kalmış ne kadar Kasım akşamı varsa
Eylül gibi sapsarı ve dökülürken yapraklar
Sonun Baharına kucak açar
Rüzgara küsen bütün dallar
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok