Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Can çekişmede can,
Bakışlar düşmüş
Gülüşler düşmüş
Alınan nefes yetmiyor
Seni çekmedikten sonra içime
Can çekişmede can,
Omuzlar düşmüş
Ayaklar düşmüş...
Seçimin olmadığı yerde
Kader girermiş devreye
Onlarınki de böyle bir aşk işte
Kadere mi kedere mi kalan?
Başkası karar verdi, kız kabul etti
Sevdiği ama...
Zamanın akışına sığamaz mı bir insan;
Yahut sığdıramaz mı zamana, geleceğini,
Tek eksik yalnızca bir özne iken hatta,
Hayır bu sana değmez yahut değmemeli...
Köy gülü diyor bana,
Kendi olmak istediği oysa,
Yaban gülü bile olamaz hani,
Güzellenebilir yanı yok,
Ayrık otu olur belki,
Onu da isterim ama,
Kabul ...
Bir ses bağırdı,
Gidenin yankısı,
Kafam yastıkta,
Geçmiş kafamda,
Beni bekliyor,
Dürbünle baktım,
Beynim çınladı,
Kulaklarım sağır,
Büyüteçle baktım,...
Hayatımı bir çalışmaya adadım.
Binlerce benlik anlar içinde.
Binlerce ben var benlik içinde.
Bazı benler baskın geliyor bazı anlar içinde.
Temkinli değil...
Her gün soyunuyor üstünden geçmişi.
Açıyor eski hesapları.
Borcunu siliyor tek tek herkesin.
Daha dik yürür oldu son günlerde.
Israrcı değil çocuk.
Kin...
ve celle senaük'leri okundu bazı duyguların
tabutun bir ucundan ben tuttum
bir kürek toprak ben attım
ayakkabıma dolan toprak
ruhuna okunan Fatiha
meza...
Kimin lafı geçse, boş insan bu diyorum.
Oysa hiç tanımıyorum kimseyi,
Bu çıkarımı nasıl yapıyorum?
Herkes boş işte,
Bir ben kafa tasıma kadar doluyum.
...
Tam koparıyorum kendimi.
Özgür bırakıyorum zihnimi.
Bir türlü bırakmıyor peşimi.
Yürümeye çıkarmışım kendimi.
Ahmet Erhan konuşuyor benimle.
Aklımda ölü...
Önümde yaşam var, yargısız
Her rengiyle güzeli haykırıyor.
Bir şey anlatmak ister gibi kaygılı biraz.
İlkbaharı burnum seviyor en çok. Kışı kulağım.
Sonb...
Göçebe bir kuşmuş, doğduğu yerden ilk uçuşu.
Bu yere konmuş bir nefeslik, güven duymuş.
İçi gibi sanırmış dünyayı kuş bakışı.
Kibir yokmuş içinde. Tepeden...
Virgüllere takılıyor ayakları kelimelerin,
Nokta koyamıyorum cümlelere,
Uzadıkça uzuyor, anlam bozuluyor,
Anlatamıyorum kendimi.
Kalem kılıçtan keskinmiş...
Sensiz de bitiyormuş günler.
Bir gece daha geçiyor demeyi çoktan bıraktım.
Nedense bunu dediğim geceler,
Hiç geçmez gibi gelirdi.
En çok da güneşin doğma...
İlk seferde kavrayabileceğim,
Basit bir kelime değildin diğerleri gibi.
Anlamıştım, cümleler içinde görmek gerekirdi seni.
Her harfini gizledin benden bü...
Umutsuz insan, çiçeksiz toprak gibi.
Her yağmurda bataklık,
Her yaz günü un ufak,
Çatlatır her yerini atılan her adım.
Toprağına çiçekler ekmek,
Ağaçlar...
Kaybetmekten korktuğu her şeyi,
Cesurca öldürdü hep.
Suyun boşaldığı yere havanın dolması gibi,
Korku gidince hep sevgi doldu içine.
Romanla hayat birbir...
Bir şeyi çok isteyince olur sanırdım,
Uğruna hiçbir şey yapmadan,
Biraz cesaretim olsaydı eskiden,
Korkmadan diyebilirdim her şeyi,
Önce ilk defa kendim...
Sözlerimi müziğine dikmek istiyorum bir şarkının
Üstüme giyerim bu kış.
Üşüyorum, güneye gidemedim kuşlar gibi.
Kendimi bulmam gerek önce.
Sonra bir tane...
O benim yaralarıma üfledi.
Yara izlerim yokmuş gibi sevdi beni.
Ben kolonya döktüm onun yarasına.
Yüzündeki çizgilere bile yara izi dedim.
Benim hikâyemin sınırları,
Onların doğrusuna çarpıp duramaz.
Benim hikâyemin sınırları,
Benim hayal gücüm kadar, kimse engel olamaz.
Gelmiş hayatın sesin...
Havadaki sis yerçekimsiz bir yağmura dönmüş
Zaman durmuş sanki, her şey olduğu yerde donmuş
Onu ıskalamış yaşam.
Her şey durmuşken, yitip giden tek oymuş....
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok