Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Pencerenin dibindeki koltuktan kalkıp ağır adımlarla, sızlana sızlana, daktilosunun başına oturdu. Yaşlılıktan olsa gerek şu kısacık mesafeyi yürürken nefes ...
İki saatte çok rahat çok akıcı bir kitap. Konu hiç sarsıcı değil bu arada. Bazen böyle kitaplar okumak gerekir.
Kitap 1942 yılında yazılmış. Yazar Güzide Sa...
Gel,
Mahşeri birlikte yaşayalım.
Seni görünce...
Arafta kalıyorum.
Kıyamet kopuyor
Kalbimde;
Hayatımdaki en ince çizgimsin.
Sur müziği eşliğinde,
Dan...
Betonun belleği yoktur. Üstüne basan insanların hangi makamda olduklarını, ne kadar maaş kazandıklarını, en son hangi kitabın altını çizdiklerini bilemezler....
Ölen hep insan mıdır?
Yani sadece bir beden midir ölen?
Hayvan, bitki, taş ve ruh…
Seferberlik ilan etse bunlar.
Bizim de ölümümüz var diye.
Şaşkınlıkta...
Seninle sahilde oturuyorum
Gece vakti, dolunay ve dalga sesleri,
Her şey yolunda.
Gökyüzünde bir bulut var...
Tüm güzellikleri bırakıp, ona bakıyorsun ve...
Ah! Bir anda burnum kanamaya başlamıştı. Bahçenin köşesindeki çeşmeye koşarak burnumu yıkıyordum. Ben suyu vurdukça durmuyor daha da akmaya dev...
Herkesin tezgahında aynı postlar.
kavrulmuş yalanlar,
Doğranmış hayal balıkları,
Pazardaki herkes açlıktan bir birine saldırıyor.
Kimi balıklara, kimi ya...
Bu saatte uyanılır mı diye söylenerek yataktan çıktığında saatin 13.07 olduğunu fark etmişti. Bu kadar yatılır mı demek istedi ama söyleyemedi. Yeni bir gün ...
Bugün benim doğum günüm. Misafirlerim birazdan gelecek. Dile kolay, seksen sene yaşamışım. Şaşırılacak iş doğrusu! Üstelik iki kere doğmuşum. Evet, mübalağas...
Öncelikle bu kitap hakkında daha önce bir inceleme yazmıştım ama bana biraz sığ göründü.
Ben karakteri asla narsist, manüplatif bulmuyorum. Dilerseniz ayrı ...
Yaz mevsiminin haziran ayıydı. Saat sabahın yedisiydi. Aslı, yaşadığı kasabanın güneyinde bulunan benzinlikten bir miktar yakıt aldı. Bu yakıtla gideceği yer...
Ne fark eder? Bilmiyorum. Saat kaç, günlerden ne biz burada ne yapıyoruz? Bu minvalde soruları geride bırakalı çok oldu. Yine de içimi kemirip duran bir sıkı...
Sen aşkın ne olduğunu bilir misin adaşım, sen hiç sevdin mi?
Çoook desene! Sevgilin güzel miydi bari? Belki de seni seviyordu... Ve onu herhalde çok kucak...
"Huzursuz bir ömür kaydettigime inanıyorum, kimseyi suçlamıyorum, veya herkesi suçluyorum. Bilmiyorum. Onca insan tanıdım, binlerce öğrenci yetiştirdim. Yaş...
Yol uzun değildi, yavaş yavaş yürüyordum. Durdum. Bir cümbüş vardı. İnsanlar vardı. Görev edindikleri şeyleri yapıyorlardı ciddiyetle ama eğlendiklerini düşü...
"Ben anlamam arkadaş, bugün toprağını satan yarın kendini de satar. Tövbe estağfurullah. Hep bu yeni yetme ziraatçi veletin bok yemeleri bunlar." dedi Ahme...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok