Edebiyat > Günlük
Bu alanda, günlük adı altında ürettiğiniz metinleri paylaşabilirsiniz.
Yalnızlık ölüme eşit midir? Şu sıralar bunu çok düşünür oldum. Öyle bir dünyam var ki, beni anlamayan, anlamak istemeyen, anlasa da işine gelmeyen insan sürü...
Yalnızım dersin. Derler ki, sen yalnızlık bilmezsin.... İnanmazlar sana. Çünkü korkarlar, kendi yalnızlıklarından büyük yalnızlık yok sanırlar. Kim yalnız öy...
Yağmurdan sonra çıkan güneşin soğukluğu kadar aldatıcıydı sevgin. İnanıp bir umut bağlamak boşuna olacaktı. Kaybolacaktın zaten en sonunda, sana güvenip haya...
Karmaşığım bugün. Ne hissetmeliyim? Bilmiyorum. Acı mı? Evet biraz. Hafiflik? Evet ama ağır bir hafiflik bu. Netlik? Hayır tam olarak bu da değil, zira hala ...
Bugün ve bütün diğer günler gibi günlerden bir gün
Bana kendimi yalnız hissettiriyorsun yine
Hissedemiyorum yokluğunu dahi.
En acı verici hallerinden biri...
Ben, dün öğleden sonra üç gibi kendimle aramı düzelttim. Evde beni yargılayacak hiçbir canlı unsur yoktu sadece Küçük Hanım (çiçeğim) ve bendik. Hayallerimi ...
Bazı duygular kuytu köşelere sinip saklanırlar. Oh gitti sonunda dersiniz ama bir akşamüstü içilen çayda, yolda yürürken gözünüze takılan o insanın yüzünde y...
Kimi geceler gökyüzüne dalıp gitmeme gerek kalmaz, zaten süzülür gibi olurum oralarda, çok uzaklarda dünya minik bir top gibidir ve onu avucumun içinde resme...
Kendimize kadar var mıyız? Tam mıyız? Tamam mıyız? Aç değiliz ,açıkta değiliz belki ama tatminkâr mıyız? Sitemkâr mıyız? Kaygılı mıyız, karamsar mıyız? Önümü...
Ayrılık, daha ayrılmaya karar verdiğiniz an kalbinizin tam orta yerine oturmuş bir taştan ibarettir. Sadece aşk ayrılığı değil bu, aile, iş, arkadaş, sırdaş,...
Bir harman zamanına bırakmak geliyor içimden her şeyi. Oturup bir masa başında geçmişe, geleceğe düzen tutmaz tellere ağlamak geliyor. Dostlarla, radyoda den...
Dinle, küçüğüm... Dudaklarından gülüşünü, gülüşünden dudaklarını alacaklar. Bununla yetinmeyip onun dudaklarında acı çektirecekler sana, durakların dudakları...
haydi gelin yaşama bir don biçelim
üstelik pervasızca yapalım bunu
tiksinç bir etki uyandıralım
fütursuz bir yayılım olsun
uzaklaşarak burjuvazi yaratalı...
Mayıs geçti... Kış geçti. Bahar geçti. Sesin geçmedi. Yüzün geçmedi. Kırgınlığım geçmedi. Yüreğine uzaklığım geçmedi. Ellerin geçmedi. Sözlerin geçmedi. İçim...
Bana her yer gurbet, her yer özlemin ve özlemin ana ocağında evlat acısı, gözyaşlarının söndüremediği harlı bir yangın. Günler, haftalar, aylar, sarmakta ate...
Çoğu yaptığım şey yarım kaldı. Kitaplar, şiirler, ilişkiler, resimler, cümleler...
Belki tamamlamayı unuttum belki de tamamlamak istemedim. Sanki tamamlanın...
Üzgünüm, sana yalnızca mutsuzken geliyorum. Hiçbir mutlu anıma şahit olmuyorsun, üzgünüm. Ama bazen öyle bir his kaplıyor ki içimi; ben mutlu oluyorum sanki ...
Anlamalıydım anlamsızlığın sebebiyle, sana giydirdiğim elbiseleri, soydukça sana daha da doyumsuzlaşmam, çıplak bedenine sıcak nefesim yaklaştıkça soğuması, ...
Vedaları sevmiyorum hiçbir zaman; eskisi gibi beraber olamayacağımızı, o insanın farklı hayata geçiş yaptığı algısını değiştiremiyorum kendimde. Vedalar kara...
Gözlerimin içine baktı. Kupkuru bir şefkat dilendi benden. İçim öylesine burkuldu ki. Durdum elimde EKG kabloları ile. Her yer umutsuzluk kokar böyle yerlerd...
Doğmak var olmaktır. Bizler yaşamımızda sadece bir kez doğduğumuzu sanıyoruz fakat her gün yeniden doğuyoruz. Uyanmak aslında bir doğma eylemidir, her sabah ...
"Sevgi neydi?" diye soruyor ya Türkan Şoray zamanında ve yıllar sonra "sevgi emek verene duyulur." diyor ya Kadir İnanır hah tam olarak buradayım işte. Sevgi...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok