Seniya Burçak

Gülpembe bahar türküleriyle
Kıyıda gölgesine oturup zeytin ağacının
Ben geldim derim eski günlerin
Düşelim yollarına kanayan sevgi çiçeğinin

çeyrek asır artı iki boyu dünyaya bulanmışım

ben miyim, ben mi düşünüyorum

-ben mi söylüyorum bunları

bilmiyorum hangi sesler yer etti kulaklarıma

benim ...

"Dünya babalarla doluydu, o yüzden de mutsuzlukla."

Gençliğin baharlı yıllarında kaybolup gidiyorum.

Sözlerim hep yarım kalıyor Tanrı'nın şafağında.

Benim boynum hep eğiktir.

Sabah gökyüzüne, geceleri ise t...

Gidemediğim şehirler var benim

İçimde buruk bir özlem

İçinde unutamadığım sesler

Kaldırımlarında hayatımdan küçük adımlar

Sokaklarında ılık esintili izle...

hissettiğim her şeyi

ezberledim sanki tüm düşüşleri

kaybettiğim gerçekleri

anımsayamam, sisli

akarım sandım su gibi bataklıkta

boğulmam zaman aldı

oysa...

"Saygıdan geçen yolu yakmışlar "

Kapının kapanma sesiyle birlikte Eleanor hızlıca arkasını dönüp tedirgin bir şekilde cevap istercesine Dede’ye baktı. Dede, sakince güvende olduğunu onaylar ...

"Kaygıyı geçmiş kadar rahatlatan hiçbir şey yoktur," diyerek konuyu özetler aslında Morpheus Neo'yla ilk buluşmasında durumu anlatırken.

Son film dah...

Bir cumartesi günüydü... 

"Uzun bir otobüs yolculuğunun hüznü var üzerimde. Gökyüzü parıl parıl. İlk kez görüyorum ayçiçeklerini. Gün mavi, batacak. Gündüz ...

Kalbimin tam ortasında patlamaya hazır bir bomba,

Ellerinle koyduğun

Ellerinde-

ellerim

Yok

Bir fırtına yükselir

Ansızın bir fırtına yükselir

Ellerimd...

met gala'nın bayramla kesiştiği bu günlerde, bir şeyler yazabilecek vakti ve enerjiyi şu an anca bulabiliyorum. bir şeyleri ertelemekten hiç hoşlanmam. özell...

Az kullanılmış zaman eridi kullanmadan — ne güzel erirdi

Gözlerimdeki limanlardan gelecek kayık olup giderken

yas tutmayı bir kenara bırakıp

yıkıma giden...

Miadı dolan bir yalnızlıktan inerek şehrin göbeğine

hangi öğretiyi vereceğimi öğrendim düşkünlere

asamı yere atmaktansa vuracakmışım sulara

suları ayaklar...

Müstakbel kamburu ceketinin içinde,

Delirmek çamurlu bir yüze bürünüyor tabutunda.

Şalvarlı teyzelerin dilindeki sarı türküler,

Yozlaşıyorum şu odada, ma...

Kızgınlığı değilse kırmızıya boğanın

Kinin değil denilebilir mi bize, anne?

"Yaşamımı sizlere harcadım" derken, anlık

Yekten gelen indifalar değil mi çöke...

"Çamur mu sürmek istiyorsun başkasının duygularına
Önce senin ellerin kirlenecek
Suyla mı gidiyorsun bir başkasının yanan yüreğine
O yürekte hep yerin ola...