Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Ah yüreğim yine istedin sigara.
Gönül karar verdi firara.
Yar tutuldu yine bir inada.
Ah yüreğim kim gelecek imdada.
Düştün büyük bir girdapa.
Savrulurs...
Biten on birinci kasımın sonsuz endişesi,
Hep yapraklarda ayak sesleri,
Çıtırdayan fısıldayan bazen
O an ne annemin melodisi ne cenazesi
An be an hayatı ...
Belki banasındır
Bir daha umudunla,nefesinle
Belki hiç bilmem seni
Burdasındır, her bardakta,
Uykumda ve gözümdedir neşen
Belki ben bilmem,görmem
Benim...
Kimseyle konuşacak önemli konularım yok.
Bütün önemli konuları akşam yatağıma uzanırken kendimle konuşup, haklılığımı da haksızlığımı da orda yaşayıp bitiri...
Yıllardır kendime söyleyip durduğum “hiçbir bağımlılığım yok” lafımın kocaman bir yalan olduğunu fark ettim bugünlerde.
Gerçekten de hiçbir şeye bağımlılığı...
Geldi yine
Kuruldu evimin baş köşesine
Öyle sahiplenmiş gibi öyle arsızca
Kovsam gitmeyecek biliyorum
Sohbete gireyim diyorum
Biraz utangaç biraz adınca
Anıların darmadağın sıkışıp üstüme döküldüğü
Sahici sözlerin gardını alıp üzerime yürüdüğü
Suların artık kirlerimden arınamayacağım hale geldiği
Tavandan ...
Bir köz üstü yürek saplantısı bu aşk
Tuz ve buzun dilemmasında tinsel bir muharebe,
Zehir yılışığı sarılmaların yobaz garabetidir
Sevgilim, ben, anla artı...
seni sevebilmek için çoğu şeyden vazgeçtim
kendimden bile,
kendimden bile korudum sevgimi
sana karşı gelen her şeyi karşıma aldım.
koparamıyorum
canımdan şu parçanı.
ölsem daha iyi
ne benimsin ne başkası.
bahçemde solmayan,
bi tek sen kaldın.
dilime gelse de adın, ısı...
yıllar geçtikçe sıcaklığı giden ilham dolu cümleler buz gibi kalıp terk edince insan arayı nasıl tekrardan ısıtır tam çözümleyemiyor. uzanıp alabilecekmişim ...
Sevda dedikleri aklını başından alıyormuş adamın
Yavuklusu olana, ne de zormuş asker ocağı
Burnunu sızlatır, boynunu bükermiş hasreti dağ olanın
Az kal...
ölümsüzlük kaplasan ya ruhumda,
çocuksu oyunlarda yakalansam sana,
iki kere iki dört etmese mesela,
kokusuz silgiler satılmasa,
renksiz fotoğraflar asılm...
baharı çiziyorum sana,
çocuğun hayal sandığından,
sandığından daha derin,
kaybolurcasına parkında,
salıncakta sallıyorum seni,
üstünde bahar değmiş mavi...
Kendi ayak izimle "aşındırdığım" o yolları asla değiştirmedim. Hep aynı merdivenleri çıktım, aynı ağaçları gördüm, aynı insanlarla selamlaştım ve hep aynı ha...
Sapkın bir merhamet bu bendeki. Kör ediyor durmadan beni. Affedişler kurutuyorum elma ağacında. Tüm kötülüklere gül uzatıyorum. O tokat atıyor ben yanağına b...
Dilimden çıkan sözler, kalbini teğet geçer.
Bir ritmdir; yüreğine ulaşamadan gider.
Artık beklemem, yolcu bu durakta inmez.
Kalbim koparılmış çiçeklere be...
Kendini de sevse,
Bir ağacı yahut bir kediyi,
Kadını, denizi, kuşu
Her neyi seviyorsa
Yeteri ve ederi kadar sevmeli insan
Durması gereken yerde de d...
Sarılmıştık kör bir ışığın altında
Bir yere yetişir gibi
Ne çok hızlı atıyordu kalplerimiz
Bir zaman sonra durdular
Aynı kör karanlığın altında
Konuşul...
insanlığın yokuşundan inerken,
hızla geçiyor yanımdan
düş ihtimalli hikaye katarları;
demir örste dövülmüş
vefa/sızılı bacaları tüte tüte.
ihtimal barın...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok