Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Gülleri sevin abiler!
Önce sevmek için niyetlenin
İnceltin, yontun parmaklarınızı.
Bir kadının yanağına dokunur gibi...
Keskinliğiniz acıya kalsın
...
Kalbim titriyor Ferya.
Kalbim ki her yolun başında,
Dik bir yokuştan aşağı
Yuvarlanmanın travması içinde.
İrkiliyor...
İçimde giderek artan bir kalabalı...
ölümün kıyısından geçerken,
sert darbeler vurdu
ansızın gelen hayat darbeleri
toparlanamadım
yıprandım,
dalgalar aldı götürdü beni
içimde
hayata kustu...
Kuşattı zihnimi sonsuz karanlıkta kaybolan akışlar,
Sorularım var,
Çözümleri ise sadece korkak kaçışlar.
Vaktim azalıyor,
Soluduğum her nefesim bir kayıp...
Dünyanın yükü ağır kaldı senin küçücük kollarında.
Oyun oynarken düştün diye kanamalıydı dizlerin,
Kitaplar olmalıydı yükün,
Okul yollarını ezbere bilmeli...
Neyleyim senin gibi şehri ya Ankara!
Sokakların kusarken sızmış ayyaşları ruhuma
Bir fahişe kadar temiz ruhum, suskunum
Vertigo benliğimi sarar, susar ann...
bugün de bir şahıs boşluğu yatağımda hissettiğim
gel
sana günaydınlar biriktirdim
gel de başından aşağı serpiştireyim güneş saçaklarını
onlar en çok aya...
bir yokluğa düşmüş yüreğin
son demlerin sızısı bakışlarında
gitmek miydi yoksa kalmak mıydı bilmediğin
her gece düşünmekten yorulan bedenin
çaresizce ölü...
çok şey unuttum
ama aklım o üç kelimeye meftun
sevildiğimi sanacak kalbim
beni kendimle oyalayacak
az sonra
bir ayrılık hatırlanacak
bir gürültü göğs...
Kapandı bulutlar
Güneşin ışıklarına imkan vermeden
İnatçı mı inatçı
Hiçbir şekilde geçit vermeden
Işıkların yollarına taş koydu
Barikat koydu, blok koyd...
Uzunca nefes araları veriyorum kelimelerin arasına.
Kendimi bırakıyorum uçurumlardan, düşemiyorum.
Kızamıyorum insanlara.
Bir boş vermişliğin içinde, don...
Düşünüyorum şimdi öylece
Duvara bakıp oturuyorum
İnsanlar diyorum, hiç anlamıyorlar
Sen anlatsan da onlar anlamak istemiyorlar sanki
Yaşamadılar çünkü se...
bir pazar kahvaltısının sıcaklığı çalınmış sizden
bir sonbahar günü düşen yaprakların arasında yürümenin özgürlüğü çalınmış
bir yaz günü, güneşin üstünüzde...
Bu eller
Muzdarip bir mum ışığı
Mürekkep boğan bir bahçe
Şu alnım
Sinir izmariti
Damarlarım emre itimat ederse
Ay ve yıldız hani, nerede?
Parçalandıkç...
sözlerimin içinin boş olduğu günlerdeyim
ayağına taş bağlıyorum peşi sıra,
suyun dibine çökmesinin yolunu buldum.
içini dolduramadıklarımızın ayağının alt...
en derin hiçliklerimle yanıma yamacıma bıraktım hayatı
vardığım yer ve zamana, ben kendimi getirememişim
günlerin ardından son duanın edildiği bir karanlık...
Ne derler bilirsin, kelebeğin ömrü kısa olur!
Kısa mıdır gerçekten kelebeğin ömrü,
Yoksa uzun ve zorlu bir sürecin
Neticesi midir kelebek olmak
Ne kada...
baktı çöle, düştü yola
gerisinde yaşlı izler
cebe sığan hatıralar
birkaç huzursuz an kaldı
kumdan kalelerin sahipleri
çadırların fedaileri
taslarında...
sorul(a)mamış sorular koleksiyoncusuyum
yahut suskunluklar.
sese uçamamış,
kağıttan kafesine hapis kelimelerim;
kelimelerim gözlerimden cesur.
Kapandı şehrin ışıkları
Kimsesiz adamlar sığındı altgeçitlere
Durup göğe bakmak o an,
Devletlik bir mürettep olurdu sen ansan
Yahut bir başıma anlasam
Z...
Bir sorun var kalbimde. Bir sızı gibi, acı gibi, kesik ve kırık gibi ama hiçbiri değil. Tarif edemiyorum bu sorunu. Anlatamıyorum. Hissediyorum, evet fakat n...
ne kemiklerimi saran küf
ne de bataklıkları mesken eden tırnaklarım
çoktan koşup yırttım ben uçurtmanın rüzgarını
çoktan baltaladım resimlerimdeki masal...
gözümü açtım
gürültüydü hevesti ve bir sürü şey
değil mi ki hepiniz ortada
ortaya oynuyordunuz
açıklarınızı kapatmak için gülümsediniz
yapmacıktı
ben -...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok