Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Bir çınar ağacının altında
Yazıyorum bu şiir mektubunu
Güneşin ışınları vurur anlıma
Çınar ağacının yaprağından taneler
Gönlüm istemese de
Sana yok diye...
Zamanımızın Bir Külkedisi
Hayatın öldüremediği bir şey vardı onda.
Belki de son darbeyi yememişti daha.
Bir kıvılcım çakılır geceye,
Ateş yanar alevini bulur.
Hasretlik ebedidir önceye,
Bakarsın ki hep orada huzur.
Zaman sığmaz hiçbir heceye,
Anlamayazsın ...
Bugün de pelerinimi giydim, sevdaya ateşim kırk... Görünmezken nasıl olur da şifa bulurum? Saat, yokluğu hep "o" geçe... Kaç kalibrelik vuruldum da gönlünün ...
Adımlarından maviler türemiş
Merhabalarına çiçeklerim açmış
Öyle deli dolu iç dökmelerinle
Bir sağa bir sola gidişlerinle
Yanımda oluşunun verdiği güvenl...
Oturduğumuz banktan gölgemiz yansır karşı duvara
Gölgemiz sokak lambasını selamlar.
Güneş buluşturamazken bizi
Sokak lambası buluşturur ellerimizi.
Göl...
Hatırlıyorum
Korktuğunu söylemiştin zihnindeki yabancıdan
Hatırlıyorum
Gözyaşların süzülüyordu yanaklarından
Çaresizdin, usulca oturmuştun yanıma
Kördüm...
Bilinmeyenlerle dolu hayat
Senin eğlencen mi bunlar
Sonu olmayan yokuşların varken
Hayalimizdeki bu düzlük eğlencen mi
Türlü türlü oyunların varken
Biz...
“Yeter artık!” diye bağırdı hayata ve onu bu duruma getiren herkese ithafen. “Durun artık. Öldürdünüz beni. Bitirdiniz. Yetmedi mi? Bitmedi mi? Alıp veremedi...
duyuyorum, gök fazla şiddetli bugün.
aynada gördüğüm soluk tenimde, başka bi hüzün.
hafızamda kalan birkaç hatıra ve seni unutmamaya yemin etmiş dudaklarım...
Yazın soğuğunda,
Bir durakta beklerken,
Geçti önümden bir yolcu.
Gelişiyle Cemal Süreya,
Gidişiyle de,
Hasretiyle prangalar eskiten Ahmed Arif oldum.
O...
ben hatırlanmayacak kadar bulanığım
senin de tek hatıran çabasızlığın
aydınlığın ardındaki karanlığım
ve karanlığı kalbimle aydınlatırım
geceleri unuttum...
Şiiri biten bir şair gördüm
İçindeki manzarayı pazar malzemesine
Bir ölüme prove ettiği bir iki dizesini
Geç kaldığı randevuyu kiralamasını
Sigara öksürü...
Şehir şehir gezdim kısa kısa yolculuklarda,
Hatırsız anılar doldurdum ceplerime.
Bazı kıymıklar battı can telime,
Çıkarması epey bir güçtü.
Şekersiz evle...
Sanma ki
avunuşlarımın gerçek yüzüyle buluşmadım
çoktan kavuştum
yetmedi
hakikatin ağırlığıyla
bütünleştim
emin oluşlar kuşkuya dönüştüğünde
ve silinm...
bakışların ne kadar kaçsa da benden,
hislerin ne kadar çok kapansa da içine,
dudakların ne kadar çok mühürlense de,
seni anlayabilmek saniyeleri kovalamay...
Hüsransız devam etmesini düşlerken
umutsuz bir bitişin içinde kayboldum
ve ruhum hazır değilken
gözlerimde yaşların belirmesine,
yine de ağladım tüm
gid...
Kırk kapısı var cehennemin,
Kırk kapıya kilit vuran meleksin.
Yüzüme kapanacak olan cennet kapısı,
Arasına sıkışmış ak pak Ay sensin.
Gözlerinde parlıyor...
Bilinç dışı evrenlerde süzülürken kütlesiz
Yer çekimine kapılıp ağırlığımı buldum
Beni tutan biraz da bilincimdi şüphesiz
Farkındalık denizinin sığ suyund...
sonsuzluğa uzanan tren raylarında
ve kaşının yayında
bir militan,
sen
tüfek yakıştı sana
ta sırtına
bulutlar örterken günü, geceyi
ve bildiğimiz her ş...
ceyhunun üstünde
kopuz çal, yır söyle
ölüm senden uzak olsun
ölüm seni hiç bulmasın
sinekkuşunun sesiyle
çullandı üstüne öyle
her kesim, herkes
gecen...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok