Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Bir şeyler yazmak güdüsü belirince önce bir üşengeçlik ve korku basıyor. Ne yazacağım endişesi hafiften bastırıp kim yazacak o kadar ...
Var oldum, bir akitten biraz öncesinde.
Kelimeler seçtim.
Kaynağı, karanlığın güzelliğinde.
Tutsak ettim özgürlüğü, özgürce.
Hiç şahit olabildin mi?
Bur...
Yunanistan'da bilimin doğuşu, iki bilgi düzeni, doğal ve doğaüstü varoluşun arasında bir ayrım olmadığı görüşü ile başlamıştır. Ancak İyonyalılar genel olara...
Bir gün ölümün kıyısında kumdan kale yapmıştım.
Bir süre durdu, sonra yuttu onu dalgalar.
Geri çekildim, geldi üzerime.
Adımlarım batıyordu hiçliğe.
Büyü...
Sen pembeden acı çekerken
ben lacivertten kanıyorum mesela.
Sen ‘mış’ yaşantılarının avlusunda serinlerken ben miskinliğin yaşlı bahçelerinde nefesleniyo...
Din halkın afyondur.
-Karl Marx
Yazıya böyle bir alıntıyla başlamak ön yargıların oluşmasına ihtimal verir ve bu durum yazının sonuç cümlesinin okunmamasın...
Kelimeler onu evcilleştirmeden önce düşünce, hayatla birlikte akıyordu. Zihnin değil bedenin bir ürünüydü. Beden aracılığıyla hayattan alınan gizli-açık her ...
Gelgelelim ayaklarıma.
Asfalttan bir çamur bulaşmış onlara.
Yine de bîtab düşmedi,
Aklım kadar. Aklım
Uzaklarda, ona uzaklık bir adım.
Kapılmadı borana ...
Dost’umun dediği gibi,
Kalem, ucunda saklar kelimeleri.
Bazıları sesi duyurmak için.
Bazı sesi, ıssız topraklar altında gizlemek için.
Sesi kutsayan olur...
Ben pencereyi açınca,
Nefeslikten uzak havasız havalar
Usulca girer odalara.
Güneşsiz bir güneş ısıtıyor.
Deniz sudan müteşekkil değil artık.
Ölüm d...
Ansızın mı estin yoksa kasten mi estin?
Bilinmez. Ey ulu rüzgâr!
Cehennemden firar edercesine koşan,
Rahvan ve siyah bir at misali.
Zamanı mı hızlandırdı...
Ağaçlar insanlara küseli,
Hayli zaman oldu.
Hangi gerçeğin rüyası
Veya hangi rüyanın gerçeği,
Nereye varacağını bilen aklımı,
Bir taş ile sendeletti.
...
Milattan sonra, milattan önce, milat…
Zamana hükmeden kavramlar,
Haberin var mı bunlardan?
Yedi kartal ömrü olan zat.
Ardından gitmek mi sırtını dönmek m...
İnsan öldüğünde yaşlanmaya devam eder mi, otuz yaşını geçtiğimizde otuz yaşında ölen babamızdan yaşlı mı oluruz?
Bedenin çürümesi yaş almak mıdır, yok olmak...
Kalbin kan pompalamak işlevi bilinmeden önce beynin işlevlerinin kalp organınca yapıldığının düşünülmesi, aşkın bu organla özleşleştirilmesi yanılgısına nede...
Bir olan İlâh’tan haber verenlerin
Uğrak noktasıdır, şehrin kapıları.
Dört yönden açılır şehrin kapıları.
Alışılagelmiştir oralarda bir statü uğruna
Olma...
Kelimeler, açığa çıkmak için
Muhatap bekleyen acizler ordusu.
Lafızları kekremsi,
Anlamlarında papatyalar gizlenmiş.
Onlardan biri: Savaş!
Ne, kim, kime...
Zihnimin yol açtığı sızı,
bedenimde geziyor
Zihnim nasıl bu kuvvetle bedenime hükmediyor?
Biliyorum ki ben bu sızıdan ölebilirim
Bir son vermeli, beni ...
İnsan kendi varoluş zemini hakkında düşünmeyi menziline dahil edecek açık bir çağrı ile karşı karşıyadır. Bu çağrı seküler düşüncenin, mananın kendisi hakkın...
Bir perdenin ardından izliyor gibiyim dünyayı
Bedenim yaşıyorken bilincim her şeye tepkisiz
Ben yönetmiyorum, ne hareketimi ne vaktimi
Gölgem bile düşmüyo...
En alçak gönüllü, bana kendi sınırlarını tanıtmam için mi verdin kalemi? Neden bu ukala umursamazlık, Ey Rabb taşaklarını yalayan onca kula sahipken yaratılı...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok