Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Kısıtlı Vasıta isimli podcastimin 5. mektubu poddy'de sizlerle. 🎈Sabah 11.44 itibariyle spotify ve apple podcastta da yer alacak. -44 çünkü ilginç bi Malatya...
Şimdi Azizim!
Aşk mı terk etti beni?
Ben mi terk ettim aşkı?
Şimdi Azizim!
Ben mi sevdim yalnızlığı?
Yalnızlık mı sevdi beni?
Şimdi Azizim!
Yüreğimde ...
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Alt katında uyumayı bir ranzanın
Üst katında çocukluğum...
Kâğıttan gemiler yaptım kalbimden
Ki hiçbiri karşıya ula...
Kırık kanatlarıyla gönlümden uçan
Tüm kuşların sebebi sensin
Cemre misali suya düşen
Tüm hayallerimin sebebi sensin
Güneş’in küstüğü her sabahımın
Yolun...
Almışım elime bir ajanda
Yazmışım son cümlelerimi kağıda
Bitirmişim kendimi kafamda
Açılmış pencerem o sırada
Tutmuş beni bir parça branda
Toplanmış ins...
Yaptığım çoğu şey genelde bana yanlış gelir. Doğruysa bile kesin bir şekilde ben o işi batırırmış gibi hissederim. O güzel duyguları yaşamaya, hissetmeye hak...
İstemem artık gelmeyin.
Yurdumun tenha yerinde hep tektim.
Sinsi duvarlarım bile bana gülüyor artık.
İstemem gelmeyin, bitmesin tekilliğim.
Tanık değils...
Som bir inancın katılığında
Neden bana inanmıyorsunuz
Bayatlamış ruhumun derinliklerinde ürperen bir sözcük
Durmadan eskiyor bir koridorun uzunluğunda
Ma...
Sevilmemişliğin ezici yükü
İstenmeyişin kaburgaya verdiği
Bin tane kırık çıkık
Batmıyor mu elime
Ellerim uzansa göğsüme
Ağlasam sızlasam gördüğüme
...
Şehvetle buluşsun kalplerimiz
Tutkuyla dans etsin ruhlarımız
Bir bütün olsun fani bedenlerimiz
Aşk sarhoşluğunda kırılsın kadehlerimiz
Karşılıklı seyre d...
Kafasını iyice bulandıran konuşmadan sonra kendini sokağa nasıl attığını bilemedi. Yürüdüğü yollar adım attıkça bir metre daha uzuyordu sanki.
Yüzünde gizle...
Yürüyorum bulutlar üstüne
Üşüyorum kanatsız kuşlar gibi
Ancak gamzende huzurluyum
Ve sihri çözülmemiş dudaklarında
Bilemiyorum artık yaşam denen
Bilme...
En büyük düşlerin başlangıcı bu aslında,
Porsuk kenarında atılan bir haykırış.
Mütemadiyen üzülüşlerimin hatrına,
Gönlümün sarhoş olması, her düşlediğimde...
Hangi cennetin kapısı açık kaldı da,
Yolunu şaşırıp yüreğime geldin.
Bir sen gördün bendeki ışığı,
Cennet bahçenin güneşi zannettin.
Yanan cehennemdi yür...
Öyle bir rüzgar ki,
Kendi gitti,
İsmi bile kalmadı yadigâr.
Yalnız şu beyit kaldı,
Kahve ocağında, el yazısıyla:
‘’Ölüm Allahın emri
Ayrılık olmasaydı’...
Ziyan saatlerin prangası vuruldu gözlerime
Elimde manzaran, içimde boş şişelerin demi
Dolanıyorum sokaklarında, bir avare deli
Kaldırımlarla konuşuyorum,...
Bozuk bir karanlığın içine hapsolmuşum. Nasıl bir duygu biliyor musunuz? Umudu kaybedilmiş küçük çocuk gibiyim. Köşe bucak ağlıyor… Delirmiş ve her yeri dağı...
bu ıssız acı
ruhumun ahenkinde
dans ediyor umarsızca.
Yaralarımın her noktası
adamım senin güzelliğinde
çicekler açıyor.
Sar o kollarınla;
ruhumun ka...
Yağmur çiseliyor,
Bulutlar son gözyaşlarını döküyor ve,
Gökyüzünün rimelleri akıyor.
Veya akşamüstü,
Güneş son zerreleriyle şarkılar söylüyor ve,
Etraft...
Bugün doğum günüm, ölüm günüm gibi
Hani tahtalar dizerler üzerine,
Topraktan yorgan örterler üşüme diye...
Sonra elvedanın adıdır son bir dua,
Ve koyusun...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok