Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Sözüm adından geçtiğinde
ve dudakların bir şiire döküldüğünde
hakkında endişe de duyuyorum
hiç ara verilmemiş şüpheler de.
öyleyse zıt düş, kuş seni sevm...
Seninle bir yatakta uzanıyoruz
Elimi uzatsam gökyüzü.
Sen, ben ve bir de dudakların...
İki dudağının arasında ütopyalar var
İki dudağının arasında sons...
Ya yașamak çok sıradan bir șeyse?
Biz çok şatafatlı gözükmez miyiz onlara?
Seninle yeniden doğduk ve yeniden yaratıldık
Ellerimiz arşa değer oldu.
Çarmıh...
kaldırıma oturduğumda mahalleyle tekrar buluşuyorum
köpekler ve kediler yavaşça yanımıza çöküyor
dinlemeye başlıyorlar hikayeyi.
bileklerimden soğuk hava ...
Yaşayamadım ben bu hayatı
Mesleğimi bile dayım seçti
Babam fukara, cebime paramı koydu
Koydu koymasına da,
Bir kez de başımı okşasaydı
N'olurdu?
Yaşaya...
İçim dışım yalnızlık benim,
Tutsak olduğum bir karanlığım var
Oradaki akıbetim büyük bir muamma
Varlığımın eskimiş duvarlarda gölgesi var
Vuruyorum başı...
How much i love
How much i lose
How much i forget
When i scared to look into your eyes
Deep green which i learned later
How much i laugh
How much ...
Sabah saat beş ve
Elimde bi' ballı Jack'le
Hayallerim tükenecek
Gökten inen yağmurlar
Sanki kalbim delinecek
Gidelim uzaklara desem de
Kapılmadan ...
Azizem,
Oturduk ve tüm dünya seni konuştuk.
Ki bazılarının sebeb-i güzelliğinden,
Ayakları yerden kesildi,
İsa gibi arşa ulaşmak istedi.
Gökyüzünde görü...
Seviyorum seni
Çıkmadan hudutlarımdan
Dokunmaya çalışmadan arşın bir yerine
Yağmurdu, çamurdu,
Islaktı, kirliydi aldırmadan
Binbir dağınıklığı bir ucund...
Ötmeye başladıkları geceden
iki asır sonra cesaretleniyor kuşlar
-Karanlıktan korktuklarına adım gibi eminim-
İnsanca korkunç olansa
bu ancağızın ardına ...
Kimse ağaçlarını budamadı bu sene
Evler yıkılacak, yenileri dikilecekmiş
Uğraşmalarına gerek yokmuş
Net bir tarih de yokmuş ama bu seneymiş
Ağaçlar uzadı...
Tedavülden kalkan bir duyguydu, tarif etmek gelmiyor içimden
Uğrasa da gönlüme şu hoş sohbet, otursak baş başa
Kalkmak bilmem karşısından ve en emin olduğu...
İşini bitirmiş bir gassal yerleşti dimağıma
Selamladı kıvrımları,
bir mihnet tohumu ekti
Dimağımın çok iyi tanıdığı bu tohum
Filizlendi, kapkara bir fida...
Berrak, kül, gamsız ve sapsarı
Kursağımda kaldı,
Sürüsü kurduna teslim olmuş çobanın haykırışları,
Çekin kılıçları, kırın kirişleri.
Biraz mahzun çizdik ...
Ah bu şarkı,
ne zaman rastlasa bana,
20 numaralı koltukta,
Cam kenarında,
yolluksuz bir yolculuğa çıkıyorum.
Yol kenarlarının en güzel olduğu o vakitler...
Bir gün Rabbim seni ikna etti bordo bir ruj sürmeye.
Dudağının kenarından taşırmamak suretiyle,
O gün bittik.
bir gün sen musluktan su içmeye karar verdin...
“Beleşten” görmedim hiçbir acıyı,
başıma taç etmedim
Siftah, ne zamanki yaşımı doldurdum,
Arsızlaştı iyice yongası,
Alacaklı çıkardı bir de.
Akıbetimi ...
Bir çocuk telaşından kopmuş gibi,
Kulaklarımda çınlayan sesin.
Mezopotamya'da büyüyen bir çocuk gibi,
Top tüfek arasından bana çığıran.
Shalott’un Leydisi
Atlamış gitmiş ya kayığına
Ardında koca bir hapishaneyi bırakıp
Açılmış nehrin sularına
Sonra gerçekleşmiş işte
Kehanet mi neydi
İ...
Nasıl başlamam gerektiğini unuttum yine
Bi şiire nasıl başlanır
Siz hiç şiir yazdınız mı
Öyle durup dururken
Ağzınızda dünden kalma ve ısıtmaya üşendiğin...
Gündüzün çamaşırlarını asıyorum geceye
ne de olsa benim gündüzüm ve gecem
birbirine taşınalı çok oldu.
Kaldı ki penceremi de satışa çıkardım
Şimdi nereye...
Bugün kısa bir yolculuğa çıkayım istedim
dağınıktı her yanım dert etmedim
birbirinden habersiz kasabalarda, nalbur dükkanlarında kaybolmak
kim bilir belki...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok