Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Kapının açık olması rahatsız ediyor, yarı açık kapıları sevmiyorum. Bu karmaşa gözümü yoruyor, düzensizliği sevmiyorum düzeni de. Mutlu olmak istemedim bunun...
Yanlış da olsa dönülemeyen yollar vardır
Engebeli, ıssız, sürekli ürperti uyandıran
Tarif edilemez ve anlatılamaz bu yollarda yaşananlar
Bir gün, bu yol ...
Kaçtığımız tüm sorunlar ilmik ilmik işliyor ruhumuza. Eflâtundan bir gökyüzü arşa çekiyor bizi usulca.
Karanlığa boyun eğmeyen bedenin, aslında simsiyah bir...
gece oluyor ve her şey güzelliğini yitiriyor
bazı geceler hayat kalbimde büyük yaralar açıyor
yaralarımı sarmıyorum çünkü görün istiyorum
her şey o kadar ...
Kendimizi fazla düşünüyoruz, sevgili okur. Arayıştayız devamlı. Mutluluğu sevişmekte ararız, parada ararız, popülerlikte, beğenilmekte, sevilmekte ararız.
O...
Alışıyorum artık bu yaban tada
Huzur ararken acı bir lavantada.
Kısır gece ve dolunay soğuk.
Buz tutmuş ellerimin kırışık çizgileri.
Hangi vuslata aitse ...
Yirmi küsur kitap, birkaç defter, pilleri bitmiş saatler, en az iki aydır içi boşaltılmamış termos, yarısı boş sigara paketi, yarısı dolu küllük, kilidinin n...
Yanık naylon kokusu. Etrafımı kuşatan o tatsız, genzi yakan acımsı koku. Hiç duyumsadınız mı siz de? Sürekli bir naylon yanıyor, yakıyorlar. Hep bir tatsızlı...
Yıllar yine aynı şekilde akıp gitmesine rağmen bazen olduğu gibi o gün yavaşlamıştı zaman. Ama sadece şaşırtıcı olduğu için değil sona yaklaştığım için yavaş...
Her şeyde "ben" diyen insan bomboş bir çuvaldır. Çuvalın ağzı da sıkıca bağlıdır ki aman içeri "ben"den başka giren olmasın.
Hep onun dedikleri doğrudur. O ...
“Son”... Ne çok kullanmışızdır bu kelimeyi hayatımız boyunca. Bazen dayanamayıp “Tamam bu sondu.” demişizdir, bazen de “Son muydu gerçekten?” diye soran tara...
İnsan dediğimiz canlı genellikle, oturmuş çizgisini nadiren kaybeden fakat doğru çizgiye ne zaman girerse anlamsız bir rahatsızlıkla karşılaşıp buna iştahsız...
Yaşadığımız dünyanın gerçekliğini ne kadar kavrayabiliyoruz? Kendi hayallerimiz ve umutlarımızla kafamızın içinde yarattığımız dünya ile gerçekte olanın fark...
Ölüm.
Aydınlık bir günün üstüne çöken kara bulut, soluğu acıtan sızı. Gözyaşıyla şaşkınlığın keskin savaşı.
Burnunun ucuna gelene kadar döküp bakmaya tenez...
Tersinden yürünen bir yoldu benimkisi. “Sonra”dan “önce”ye. Bir kez yürünebildiği için “yaşam” adı yakıştırılmış bu yolun tersten yürüyen yolcusuydum. Gördük...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok