Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Kimin lafı geçse, boş insan bu diyorum.
Oysa hiç tanımıyorum kimseyi,
Bu çıkarımı nasıl yapıyorum?
Herkes boş işte,
Bir ben kafa tasıma kadar doluyum.
...
Tam koparıyorum kendimi.
Özgür bırakıyorum zihnimi.
Bir türlü bırakmıyor peşimi.
Yürümeye çıkarmışım kendimi.
Ahmet Erhan konuşuyor benimle.
Aklımda ölü...
Önümde yaşam var, yargısız
Her rengiyle güzeli haykırıyor.
Bir şey anlatmak ister gibi kaygılı biraz.
İlkbaharı burnum seviyor en çok. Kışı kulağım.
Sonb...
Göçebe bir kuşmuş, doğduğu yerden ilk uçuşu.
Bu yere konmuş bir nefeslik, güven duymuş.
İçi gibi sanırmış dünyayı kuş bakışı.
Kibir yokmuş içinde. Tepeden...
Virgüllere takılıyor ayakları kelimelerin,
Nokta koyamıyorum cümlelere,
Uzadıkça uzuyor, anlam bozuluyor,
Anlatamıyorum kendimi.
Kalem kılıçtan keskinmiş...
Sensiz de bitiyormuş günler.
Bir gece daha geçiyor demeyi çoktan bıraktım.
Nedense bunu dediğim geceler,
Hiç geçmez gibi gelirdi.
En çok da güneşin doğma...
Dost’umun dediği gibi,
Kalem, ucunda saklar kelimeleri.
Bazıları sesi duyurmak için.
Bazı sesi, ıssız topraklar altında gizlemek için.
Sesi kutsayan olur...
İlk seferde kavrayabileceğim,
Basit bir kelime değildin diğerleri gibi.
Anlamıştım, cümleler içinde görmek gerekirdi seni.
Her harfini gizledin benden bü...
Umutsuz insan, çiçeksiz toprak gibi.
Her yağmurda bataklık,
Her yaz günü un ufak,
Çatlatır her yerini atılan her adım.
Toprağına çiçekler ekmek,
Ağaçlar...
Kaybetmekten korktuğu her şeyi,
Cesurca öldürdü hep.
Suyun boşaldığı yere havanın dolması gibi,
Korku gidince hep sevgi doldu içine.
Romanla hayat birbir...
Ben pencereyi açınca,
Nefeslikten uzak havasız havalar
Usulca girer odalara.
Güneşsiz bir güneş ısıtıyor.
Deniz sudan müteşekkil değil artık.
Ölüm d...
Bir şeyi çok isteyince olur sanırdım,
Uğruna hiçbir şey yapmadan,
Biraz cesaretim olsaydı eskiden,
Korkmadan diyebilirdim her şeyi,
Önce ilk defa kendim...
Sözlerimi müziğine dikmek istiyorum bir şarkının
Üstüme giyerim bu kış.
Üşüyorum, güneye gidemedim kuşlar gibi.
Kendimi bulmam gerek önce.
Sonra bir tane...
Ansızın mı estin yoksa kasten mi estin?
Bilinmez. Ey ulu rüzgâr!
Cehennemden firar edercesine koşan,
Rahvan ve siyah bir at misali.
Zamanı mı hızlandırdı...
O benim yaralarıma üfledi.
Yara izlerim yokmuş gibi sevdi beni.
Ben kolonya döktüm onun yarasına.
Yüzündeki çizgilere bile yara izi dedim.
Benim hikâyemin sınırları,
Onların doğrusuna çarpıp duramaz.
Benim hikâyemin sınırları,
Benim hayal gücüm kadar, kimse engel olamaz.
Gelmiş hayatın sesin...
Havadaki sis yerçekimsiz bir yağmura dönmüş
Zaman durmuş sanki, her şey olduğu yerde donmuş
Onu ıskalamış yaşam.
Her şey durmuşken, yitip giden tek oymuş....
Ağaçlar insanlara küseli,
Hayli zaman oldu.
Hangi gerçeğin rüyası
Veya hangi rüyanın gerçeği,
Nereye varacağını bilen aklımı,
Bir taş ile sendeletti.
...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok