Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Sen pembeden acı çekerken
ben lacivertten kanıyorum mesela.
Sen ‘mış’ yaşantılarının avlusunda serinlerken ben miskinliğin yaşlı bahçelerinde nefesleniyo...
Din halkın afyondur.
-Karl Marx
Yazıya böyle bir alıntıyla başlamak ön yargıların oluşmasına ihtimal verir ve bu durum yazının sonuç cümlesinin okunmamasın...
Kelimeler onu evcilleştirmeden önce düşünce, hayatla birlikte akıyordu. Zihnin değil bedenin bir ürünüydü. Beden aracılığıyla hayattan alınan gizli-açık her ...
Köy gülü diyor bana,
Kendi olmak istediği oysa,
Yaban gülü bile olamaz hani,
Güzellenebilir yanı yok,
Ayrık otu olur belki,
Onu da isterim ama,
Kabul ...
Bir ses bağırdı,
Gidenin yankısı,
Kafam yastıkta,
Geçmiş kafamda,
Beni bekliyor,
Dürbünle baktım,
Beynim çınladı,
Kulaklarım sağır,
Büyüteçle baktım,...
Hayatımı bir çalışmaya adadım.
Binlerce benlik anlar içinde.
Binlerce ben var benlik içinde.
Bazı benler baskın geliyor bazı anlar içinde.
Temkinli değil...
Her gün soyunuyor üstünden geçmişi.
Açıyor eski hesapları.
Borcunu siliyor tek tek herkesin.
Daha dik yürür oldu son günlerde.
Israrcı değil çocuk.
Kin...
Gelgelelim ayaklarıma.
Asfalttan bir çamur bulaşmış onlara.
Yine de bîtab düşmedi,
Aklım kadar. Aklım
Uzaklarda, ona uzaklık bir adım.
Kapılmadı borana ...
Kimin lafı geçse, boş insan bu diyorum.
Oysa hiç tanımıyorum kimseyi,
Bu çıkarımı nasıl yapıyorum?
Herkes boş işte,
Bir ben kafa tasıma kadar doluyum.
...
Tam koparıyorum kendimi.
Özgür bırakıyorum zihnimi.
Bir türlü bırakmıyor peşimi.
Yürümeye çıkarmışım kendimi.
Ahmet Erhan konuşuyor benimle.
Aklımda ölü...
Önümde yaşam var, yargısız
Her rengiyle güzeli haykırıyor.
Bir şey anlatmak ister gibi kaygılı biraz.
İlkbaharı burnum seviyor en çok. Kışı kulağım.
Sonb...
Göçebe bir kuşmuş, doğduğu yerden ilk uçuşu.
Bu yere konmuş bir nefeslik, güven duymuş.
İçi gibi sanırmış dünyayı kuş bakışı.
Kibir yokmuş içinde. Tepeden...
Virgüllere takılıyor ayakları kelimelerin,
Nokta koyamıyorum cümlelere,
Uzadıkça uzuyor, anlam bozuluyor,
Anlatamıyorum kendimi.
Kalem kılıçtan keskinmiş...
Sensiz de bitiyormuş günler.
Bir gece daha geçiyor demeyi çoktan bıraktım.
Nedense bunu dediğim geceler,
Hiç geçmez gibi gelirdi.
En çok da güneşin doğma...
Dost’umun dediği gibi,
Kalem, ucunda saklar kelimeleri.
Bazıları sesi duyurmak için.
Bazı sesi, ıssız topraklar altında gizlemek için.
Sesi kutsayan olur...
İlk seferde kavrayabileceğim,
Basit bir kelime değildin diğerleri gibi.
Anlamıştım, cümleler içinde görmek gerekirdi seni.
Her harfini gizledin benden bü...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok