Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
yol diyorum. yol demişim, geçmeyelim şimdi ha deyince. kelamın küserse dillendiremezsin bak bir daha. ona göre!
benim aklıma ilk gelen tarif, basit şekilde ...
(Yazının Jack Savoretti - Soldiers Eyes, şarkısı eşliğinde tüketilmesi önerilir.)
"Bazen gözlerim doluyor. Motorum yok aşağıda. (Utanarak ağlamaya başlar ko...
Günaydın. Günler çoğu zaman aydın değil. Karanlıkta uyanıp yola çıkıyoruz. Ruhumuz uyurken yürüyoruz. Karnımız acıkıyor, birkaç poğaça simit tıkıştırıyoruz. ...
Otobüs ağır ağır bulunduğu perondan kalktı. Anayola çıktık. Bense camdan dışarı bakar vaziyette, aldığım bulantı ilacının beynimi yavaş yavaş sakinleştirmesi...
Yuvarlandık bir kuyu dibine
Yapraklar sararmadan dökülüyor artık
Bir şeyin izinden gitme zamanı değil
İzler ve yollar bükülmüşken
Diri kalmak amacımız
H...
Ben bir yalancıyım,
Yalanlarım gerçeğe gebe,
Gerçeklerim yalanlara mahkûm,
Yalanlarım hayâllere secde.
Ah, evet hayâller bir yol; sonu uçurum.
Kelimeler...
Çocukken insanların bilinçli olarak kötülük yapamayacağını düşünürdüm. Bi' kötülük, bi' fenalık muhakkak bilinçsiz veya bilgisiz olmaktan kaynaklanabilir diy...
Soru işareti dağ taş yürüdü durdu,
Sordu soruşturdu,
Kocaman bir ünleme dönüştü gürültülü!
Koştu koştu yoruldu
Biraz duraksadı, bölündü
Üç nokta oldu, d...
Kısa ve yorucu yolculuktan sonra evine girmişti adam. Yaptığı tek şey tüneldeki ışıkları saymaktı. Defterini açtı, kalemini hiç faça vermeden çıkardı ve yazd...
Yağmurun kutsamadığı bir şehirde
Islak zemini kirletiyor sarsak adımlarım
Yarım yarım ilerliyorum nahoş boşluğa
Büyüdüğüm ama tanıdık olmayan sokaklar var...
E mart gelmiş, 2.sinde fark ettim.
Şubat resmen tokatlayıp 28 günde bitirmiş işini. Kaçmış sonra fark etmeden, kendileriyle tam yüzleşemeden.
Ne şubat ama....
Az gittim uz gittim, dere tepe düz gittim. Yeşil çimenliklerin ardında güneş yükselirken bir adama rast geldim. Gözlerinin köşeleri yere bakıyordu, içleriyse...
Tekerlekler ve yollar bir şeyler anlatıyorlar bana.
Bu yollar ve tekerlekler beni bir yere götürmüyor artık.
Sanki daireler çiziyorum tekerleklerle beraber...
Uzun bir yolculuğun habercisiydi istasyona giren trenin gürültüsü. Etrafında çok fazla insan vardı Zeliha'nın, herkesi tek tek incelemeye koyuldu; kimi kızın...
Kendimi arıyorum.
Yattım zannedip beş belki on derecelik her yatışta korkunun abartısını görüyorum. Bildiğim yolu giderken özgüvenin verdiği zihin boşluğuna...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok