Ego

bakıyor masadaki herkes bize,  

lâkin kimse bizi görmezcesine. 

sessizlik;  

bıçak kadar keskin.  

bir çatalın ucunda dengede duran,

ellerimizde un ufak...

Kuşlar.

Özgürlüğün bir melodi gibi ezberlenebileceği yanılsamasını taşıyan, kanatlarının ucu yaralı, yorgun yaratıklar. Her çırpış kanatlarını, gökyüzüne ya...

Şişeyi üçüncü kez dudaklarına götürdüğünde fark etti: Bu şarap kırmızı değil, koyulaşmış bir akşamın damlasıydı. Ekşi ve sert bir tonda, ağzında bir nehir gi...

Talih, ters bir terazide 

bozuk bir ritimle sallanıyor; 

bir kanat, 

hikâyenin uçsuz, kan revan sayfası. 

Gökyüzünde gözler; 

siyah bir çukur aynası, 

...

O masumdu;

Gözleri parıldardı resimlerde.

Ben ise mâhkumdum,

Bakışlarım dahi pusluydu.

Sözleri kuş tüyü,

Bakışları bebek kokusu...

O masumdu...

Sözler...

Her gün yeni günahlar doğuruyorum.

Artık şeytana ihtiyacım yok.

Sonunda kendimden bir şeytan yarattım.

Üzerime cehennemin isi sinmiş,

Kül gibi kokuyorum....

Denizin dibinde parlayan yıldızı görüyor musun?

Suların sesinde kaynaşan güneşe dokunuyor musun?

Adım adım yürüyordum, koşarken buldum ayaklarımı.

Eşsiz b...

''Sil baştan sevmek gerek bazen...Her şeyi unutmak...'' Muhteşem bir Şebnem FERAH klasiği... Yüce AŞK'ın parıltısını sevgilinin kalbinde bulmak ve de onunla...

Sevgili kendim diye başlıyordu, tüm sayfalara

sanki kendi çok uzaklarda gibi.

yazık etmişti o kadar uzaktaysa nasıl ulaşacaktı

insan kendini görünce ağlar...

kendini gerçekleştiren kehanetmiş.

ben durdum öylece bilmem kaç yaşında,

pencere önünde elimde bir kaç yılgın kelimeyle

sonra iç çürüten bir şeyler oldu...

Kışın neşeli bir etkisi var bende soğuğun yüzünüze yüzünüze çarpışı o anı net hissetmek  yüzümün kızarması , dışardan gelince sıcak birşeyler içmek ve yazın ...

Bu mecmuada iyelik eklerine yer yok,

Parka giyinip sol yumruğu havaya kaldırmakta.

Herkes iyi ve kötü, aydınlık ve karanlık, sevgi ve nefret gibi birbirinden zıt şeylerin tam ortasındaki o ince çizgide doğar ve tüm çocukluğu boyunca orada o...

Uçtu da gittiler kırklar dağında ki kuşlar,

Bir ben kaldım geriye, kırık kanatlarımla.

Endoplazmik retikulumlar kadar pornografikti,

Amak-ı hayeller içindeki ün'süz harfleri giydirmek.

Mutluluk taneleri

İrili ufaklı

Gökyüzünden yağıyor

Dokunduğumda istediğim renge bürünüyor

Bazen ışıltılı

Bazen neon

Bazen pastel

Yere düştüğünde orayı...

Şarkı söylemeyi çok severdim küçükken. Hatta repertuarım büyükler tarafından bile şaşkınlıkla karşılanırdı. Gündüz kuşağı çizgifilmerinden arta kalan vakitle...

dünyanın bir patlamayla meydana geldiğini söylemişlerdi onlar. asırlardır süregelen tartışmayı yalnızca kırk beş dakikada sonlandırıyorum. işte bakın! o zava...

Ulan

Niye benim dudağımdaki tuz tarhanadan

Sümer yazıtları falan hani

Çocuklar düşünün ortak hikayesidir belki insanlığın

Görmemişi değilim burjuvanın

...