Öktem Gündoğan
@oktemg
Benim şiirim
Ağırbaşlı bir kederin aldırmazlık hali
Kursakta kalan sevincin çırpınışı
- Çırpınma ey sevinç!
Batıyorsun çırpındıkça -
Öktem Gündoğan
Otogarın iç kısmına doğru yürüdükçe, rüzgar daha keskin hissediliyordu. Elinde sürüklediği iki valizi ile esintiye meydan okurcasına olduğu yerde durdu. Evde...
Anısı biz olalım bu sokakların
öpüşmediğimiz tek saçak altı
hiçbir otobüs durağı kalmasın
Biz yürüyelim kent güzelleşsin
gürültüsüz sözcükler bul...
Demin
Oturduk bir kıyıda ikimiz
Yeni bir aşkla, karımla ben
Yeni, yepyeni bir aşkla
Üstümüzden pek acayip kuşlar geçti
Bir sonsuzdan bir başka sonsuza.
...
Tıngırdıyorsun marşını gürlüyorsun,
Ben ise vapurdayım. Hiç bir
Liman sen değil
Su buralı olmadı.
Ama sen ağlarına takılan bu balığa
Hakaretler örüyors...
Çocuğum, sesini duyduk
İçerini de süresiz susturduk
Kalk, rahmimize yürü
Rahmimizi karanlık sanma
Ananın kayıp ışığını içeride saklar
Vakti boğazın namu...
Ben, dikenine tekabüle düştüğümde
İlk demde kulaklarıma okunacak şiirdir
I. (Tartı)
Basitti, beklemezdim
Hatta zübdede, burası beyaz; bembeyaz bir mesken...
I. (Âhirden Sonraki İlk Nüzûl)
Duydun mu? Hüdhüd uyuyor,
Kayalar ilk defa sırtını yaslamış,
Ne arş-ı arşiyân, ne ferş-i Süleyman
Âlemde mahmûr kalmış
K...
II. (Peyâmaver)
Ateş soğumuş, su kendine hasret
Ortalıkta mâbeyn yokakala
Peydâ olanlar doğmadık henüzlü ki
Yutkunulmadık, tutsak lokmalar kusulmuş! T...
Bir kor parçası yutmuş gibi yanarken içi, konuşsa ağzından kelimeler değil, ateş çıkacaktı sanki. Şehrin bir puslu gecesinde, duvarlar üstüne üstüne gelirken...
Güneşi arkama aldım. Suya eğildim. Fısıldadım adını. Önce benim yüzümü çizdi su kabataslak. Sonra gözlerimi çizdi. Çok gerçekçiydi. Bi fotoğraftan daha gerçe...
Daha kaç kere anlatayım!
Tamam, tamam kızmayın,
sakinim şimdi:
Sevdayı tanımam etmem.
Bendeniz
İşi ve dahi gücü olmayan
Soğuk, basık fasit dairesinden ...
"4 Temmuz 1976
Sevgili Halitçiğim,
Mektubuna hemen cevap yazamadım. Bu arada bir haftalığına Marmara Adasına gittik, deniz-güneş vaziyetleri. Çünkü İstanbu...
Kel başını, adını kirden uzak kılmak için halkın gözünden esirgeyen, sonra süslü püslü, tülleri bordürlü, bok püsürü henninler takınan püriten bir hanımefend...
1. Şiirimiz karadır abiler
*
Kendi kendine çalan bir davul zurna
Sesini duyunca kendi kendine güreşmeye başlayan
Taşınır mal helalarında kara kamunun
Şe...
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu...
Sularım çekiliyor
Kupkuru bir yalnızlık kalıyor geriye
Umudum tükeniyor
Kapanan kapılar peşinde koşup duruyorum
Siliyor zaman acıları
Ya da unutturuyor ...
I. Pera'nın Eski Bir Sokağında
Kuşlar kalkıyor Aya İrini üstünden
Bir sap ot kulaklarının arkasında.
Ben sonunda burdasın işte diyorum kendi kendime
Burd...
Bir anadut ve bir buçuk yüzyıllık karın ağrısı.
Gözyuvarlarımı köpüklerinden yunulmuş bir denizin kanıyla ışığa boyadığımda rahmimde üreyen şiir, mehtaba Ha...
ölmekle cebelleşen küskünlerin önceliğiyle
yaratılan
ve öğrenilen gülümseme denli yaşamak
ki gün tükenmekle yetinir
say, önce gelen önce gider
buluşsuz ...
Ölümün ciğerlerimde tütüyor
Usandı bilincim "usulcacıklı" kıyametlerden
Kalbin yanıbaşımda ağzında atarken
Her soluğumda ayacıklarıma tükürdüğüm
O ço...
Gözyaşlarından hicap duyman şair tarafını köreltir
Öylece otur ve Brabantio'nun kisvesini takın
Sıra sıra boynu bükük ihtimali kolla
Püriten halkın önünde...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok