Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Gece yarısı uyutmaz garibanı taban ağrısı
Ömürden harcanıp tasarruf edilir yol parası
Atleti göl, tırnak arası prusya karası
Alacakaranlıkta başlar sistem...
Canlar göçüyor, saçları beyazlamadan.
Sandal ile deryaya yürüyen canlar,
ölüyor.
Suçsuz, akşamları bitkin halde
ocaklarına sığınanlar,
Muallimler, on al...
Ayaklarının bastığı her yerde belirgin bir hüzün
Hangi çiçeğe dokunsan kokusu kesilir
Bir yeşil tomurcuk bitmez bağrında
Ne berrak bir suyun var ne veriml...
Yokluğun arsızca dizlerimi döverken sesler kesilir,
Bu geceden böyle usul usul akan sessizlik,
Kim bilir, kime göre ne.
Bana sorarsan gizil bir riyakârlık...
Melodramlar bir bir akarken baş ucumdan
Trenler geçiyor yatağımın kenarından
arıyorum varoluşumdaki kederi
sürüyor sabaha kadar
içimdeki bilinmez çıkmazl...
Sahi içimde sönen ışık neydi?
karanlık gönüllerin ardından
bana gülümseyen o yüz
benliğime sahip olmuş o kişi sahi kim?
Bir şeyler var
anlatılmamış sözc...
Keşke tekrar ucuz şarap masaları kurabilseydik
tek derdimiz duvarların neden beyaz boyandığı
ve dünyayı kötülüklerden nasıl kurtaracağımız olsaydı
kurtar...
ahiretliğime...
bir akşamüstü,
sığındım diyarına.
ağacına, taşına, toprağına
bir gizde saklısın çünkü
kimselerin bilmediği,
duymadığı, görmediği...
du...
İstanbul şehir olmayı bırakalı çok oldu.
Ben insan olmaktan vazgeçeli asırlar oldu. Kıyasıya yarıştaydım.
Ben en çok İstanbul’da sevmiştim, büyümüştüm, ölm...
Toprağıma düşen bir damla kahırdı
Aşk sanıp sana uzatırken anlamalıydım
Hayat, beni mağlup etmek için ant içmişti.
Diş bilemiş bir rüzgâra yıkılmazken
Bi...
Renkli avuntularımı tek kişilik hücrelere hapsettiğimden beri
Süreklilikle flu bir İstanbul geçiyor geceleri düşlerimden.
Aynı anda Marmara'dan bir gemi ge...
Yırtık bir resmin,
Sararmış renginde kalmışsa sevgin
Yazık!
Yazık tükenen ömüre
Harap olmuş bedenlere.
Yaz güneşi
Kavururken tenini
Üşüyen yüreğine,
...
Düştük mü en berbat çağın tam ortasına?
İp uzatsanız da çıkılmaz yukarıya
Pranga ayağımızda
İnsanlık can çekişir son nidasıyla
Bir tanesi kadını öldürür,...
Kalbime düştün
Kederli bir sarmaşığa sarıldık
Alışık değildik e tabi
Şaşırdık
Yokluğunun bolluğu
Hüznümü şımarttı
Bu yüzden kafam çatlayacak kadar karı...
Sinemde iki katlı konak.
Yeşilin en derini,
Karanın en karası,
Saltanat terası kadar
Uç bucak derin bir çukurun sinesindeyim,
Oda görmez, kulak işitmez
...
Gerçek olmak, ayrılmak belki de saatlerden ve günlerden
Cennetin bodrumunda yaşamak ve farelerin tadına varmak
Cennetin berduşu olmak dünyanın efendisi olm...
ben şahidim
dönüp duran dünyaya
cıvıldaşan kuşlara
rüzgarla raks eden yapraklara
can veren toprağa
insanlığı temizleyen yağmurlara
ben şahidim
katledi...
Kalbi bakire ölenler
Bulutları kuş evlerine bezediler
Nereye giderse sarı çizgiler
Orayı ev bellediler
Yok şimdi eskidendi o kandiller
Duvardaki kimse...
insanlar ikiye ayrılır: yusuf ve kardeşleri
yusuf beyaz ve güzeldir kardeşleri hain ve müptezel
hikayenin sonuna değin herkes yusuf'un kardeşlerine küfre...
Biliyorum artık
Öğrenmem için şehir seferber oldu
Bakmadı yüzüme, yalnız bıraktı
Saatler durdu desem de zaman aktı
Öğrendim, gelmeyeceksin
Zaman kulağım...
ey rûh-i deniz,
sen ulusun, sen yücesin.
ama ben sana erişemem.
boğulmak isterim derinlerinde,
endişe sarmış her yanımı, gelemem.
gezinmek isterim kıyıl...
bir sabah uyandım
kayboldu hislerim karambolde
uzunca sabır tükettim
bir mors alfabesi eşeledim elime
adres soranlara elimi gösterdim
ayaklarımı suya so...
gönende yeşeren tütünleri yak bağrıma söndür
bu daktilo bu hırs bu kemoterapi
çıplak ayağın medeni yetsin çündür
boğazımdaki bu harbi, basbayağı, zorba...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok