Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Şiirler öpmüş yüzünü.
Dudakları tutkuyu,
Gözleri sevdayı, göz altları acıyı çağırıyor.
Her noktasından eşsiz bir kelime öpmüş,
Her noktasından ayrı bir a...
Günün yitirilmiş sureti caddelere aksediyor, yorgunluktan peydahlanan bıkkın bir his, adımları hızlandırarak insan selini caddeden akıtıyordu. Gün geceye çal...
Raylarına çiçek ekilmiş bir tren yolundan yazıyorum.
Hayat bir başkaldırış, bir düşünce değil midir?
Şimdi düşüncemin toprağına mavi çiçekler ekliyorum,
G...
Sen yokken ben sırtımı aldım ve bir dağa kaçtım
Tüm bu yıkılmışlıkların arasında
Tümdendir ki kalbimin foyası ortaya atılmadan önce
Seni kendimden uzak tu...
Ruhum önünde, tozu dumana katıyor yamyamların!
Donmuş ellerini unutmuş karlı dağların yamaçlarında,
Aç kurtların iştahından her şeyi için kaçıyor!
Kaybett...
Elim kaleme gitmez oldu,
Ağladığından beri omzumda.
Dilimin döndüremediği kelimleri,
Yazmaktan korktum beyaz kağıda.
Her şeye baştan başlamak lazım.
Konuşmaya, emeklemeye en başından.
Yirmilik dişini çektirmeye en başından.
Öpüşmeye en baştan,
kavgaya en baştan başlamak...
Sabah güneşi kayboldu...
Her yer temiz, ışıl ışıl
Çam ağaçları gelinlik giymiş.
Yerler büyük küçük basamaklarla kaplı.
Kar topu savaşı çığlıklarıyla dolu...
Önce yıllar; sırasıyla mevsimler, aylar, haftalar, günler derken
Kendimi duvardaki saatin karşısında buldum
Saatler dakikalar hatta saniyeleri sayar olmuşu...
Her şey kabullenmekle başlar, aynı zamanda kabullenmekle son bulur. Aşamayacağımızı düşündüğümüz travmalarla baş başa kalıyoruz. Karmaşık düşüncelerin içinde...
Hayatımda ilk defa büyümek denen şeyin sancısını bu kadar derin çekiyorum.19'lu yaşlarımın son günlerinde 20 yaşıma gireceğimi asla sindiremiyorum,
kabullen...
Sus biraz, dinlen. Dinle!
Ölüme bayılmıyor yüreğim
Ölmeyi hiç istemez benliğim
Gerçekleri arayan ruhum,
Bilir, tek gerçek ve hakikati.
Ölüm. Var mı daha...
ne güzel şey çocuk olmak
ne umutlu şey
ne vurdumduymaz
ne kendini bilmez...
çocuk olmak isterim tekrardan
umut dolu olmak
kirazı yemek değil de
kulağı...
‘’Oğlum sen neye daldın öyle?’’
"Ha? Yok ya,’’ oturuşumu düzelttim. Herkes bana bakıyordu. ‘’Öyle bir an aklıma bir şey geldi de.’’
‘’Resmen başka diyarlar...
Ona şaka dediler
Eğlence dediler
Mizah dediler
Dedikçe dediler
Üzüyorlar, biraz da kırıyorlar
Dalga geçiyorlar
Eğleniyoruz diyorlar ve yapmaya devam ed...
Bak! Tam burada kalbim
Tanrının terk ettiği bende
Senin için anlamını yitiren
Mazinin raflarında
Ne umutludur ki döngü
Acımasızlağıma rağmen sürünür
Ba...
Yabancı bu şehre.
Bu gözler bu ayaklar.
Yitip gittim çocukluğumun çayırlarında.
Hâlâ kavak ağaçlarının altında bir yanım.
Ayaklarımı sakındığım ısırgan o...
bakışlarım kurşuna mevki sağlar
ellerini tanımam artık nerede görsem
bir duvarın dibi ve kolsuzum şimdi
haraplara sataşır kudretiyle gövdem
unutuşun gölg...
Her birimiz kendi odalarımızda
Yoksul kendi karanlığında
Her şeye sahibiz
Herkes bizim uzağımızda
Tanrısal kurnazlıklar sarmış benliğimizi
Haysiyet, iyi...
Havalar soğumaya başladığında içinde bir yerlerde yeşermeyi bekleyen bir filiz, yeşerirdi sanki. Bu sıcağı sevmemenden mi yoksa soğuk havalara bayıldığından ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok