Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Ölüm korkusu, insan vücudunu en etkili hale getiren bir tür adrenalin çeşididir. Bir insanın başına silah doğrulttuğumuzda, o silahı indirmediğimiz müddetçe ...
Evde yaşayan bir ölü var, ben biliyorum, gördüm. Her gece başını yastığa koyuyor, sırtını yasladığı duvarlardan af diliyor. Görüyorum, en çok da bu acıtıyor....
Özlemek bir güneş gibi
Parıldayan ışınlarıyla
Bende bir yer eder gibi
Hasırlı bir yer...
İçeriye girer güneş.
Bir yer eder,
Bir yel eser,
Bir dem gi...
Tarumar edilmiş, yıkık dökük, cılız, bedbaht birkaç cümle
Sonsuza kadar suskunluğun sandığına kapatılmış,
Açılsa da anlaşılmayacak,
Bozulmayacak şanlı bir...
Geniş avlular hayal ettim
Kalabalık aileler
Şadırvanın çevresinde koşuşan çocuklar
Kuytu köşede ulu bir çınar
Upuzun bir sofra
Dünyadaki açlığı bitirece...
Bu gece alalım sokakları
Karanlık, ışıklardan arınsın sessizce
En tenhadan duyulsun acılarımız
Bu gece anlaşsın dudaklarımız
Ayaklarımız
Islak soğuk yer...
Bir kaldırım taşıyla
Parçalanmış gibi hayatım
Derin çatlaklarında
Birkaç parça yosun bir de papatya olmalı
Bir yanımda papazkarası
Her estiğinde rüzgar
...
Ağzımı açmadan attığım çığlıklar niye bu kadar duyulmadı? Gözlerimde koparttığım çığlıklar neden görmezden gelindi? Ben neden konuşmadan anlatamadım kimseye ...
kaç direk, kaç çarmıha?
yeri geldiğinde kaç çarmıha
oluk oluk misketler akıyor bileklerimden
bir sabah, sayacını bilmem, hava karanlık
ve türk balkonu
...
bekliyorum
ellerim kucağımda duruyor
göçmen kuşları önümden geçiyorlar
mucize
benim bu denli bekleyişim
bu denli sürükleniş
tek bir dalımın olmayışı
v...
herkesin bir acelesi vardı. hiç anlayamadım. ben kulağımda güzel bir şarkı öylece yürüyordum yolda, karşımda galata kulesi vardı. bir deniz ve birkaç kulaç u...
Günlerin evveline saklanıyorum.
Sanıyorum ki çocukluğum vefalı dosttur.
Sadakatini ölçüyorum ötedeki oyunların
Düşüp kalktığım sokakları sarınıyorum.
İha...
Huzuru simgelerdi yağmur,
Ta ki kelebeği uçmaktan alıkoyana kadar.
Sessizlerin sesi olurdu rüzgâr,
Yuvasından olan kuşun çığlığına kadar.
Temize çekerdi ...
Ellerin ellerime değdiği zaman durulurdu ruhumdaki tüm sular.
Yanakların, deniz rezenesi gibi kokar,
İçime çeke çeke öperdim.
Sudan çıkmış balık gibi çırp...
Seni düşündükçe deliriyorum
Ben daha senin tenine dokunamamışken
Sadece bir kez sımsıkı sarılıp kokunu içine çekmek için
İnanın bana her şeyimi verirdim.
...
sar ve çek Lilika
parmaklarımın arasında gören olduysa seni
çoktan kaybetmişiz demektir
demek ki daha kaybetmemişiz
peki ya kazandığımızı kim iddia etti
...
Çürümüş et kokusu. Yoğun ve pis. İki ayağımı da hissetmiyorum. Soğuk. İki avcumu dolduran, parmaklarımın kenetlendiği ahşap silindirlerin ne olabileceğini sa...
Sen, küçük çocuk... Hâlâ keşfedilmeyi bekliyorsun.
Yazdıklarınla varlığını kanıtlamaya çalışırken kim olduğunu unutuyorsun.
Var olmak hırsıyla bürünmüş b...
yaşamın kirli sularında yıkandım
elimi her attığımda dökülen saç tellerim
hiç bitmeyecek gençliğimin baharındaki gözyaşlarım
mevsimleri saymayan depresyon...
Düşündüm dün gece, tüm gece.
Ve sadece uyumak istiyor bedenim,
Çünkü hayatım bir bilmece.
Hatırladım ben bir sarhoş, bir ayyaş.
Ve sadece uyumak istiyor ...
Kara bir göz,
Kara bir saç,
Kara bir umut...
Fazla kumral kaldım
Sevgiye, aşka, esarete
Ben esarete hasretim.
Yazı-yorum Dergi ve Yeni İnsan Yayınevi tarafından ortaklaşa düzenlenen öykü yarışması için başvurular başladı.
Yarışma Jürisi; Berna Durmaz, Feryal Tilmaç,...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok