Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Kadın mucit yok diyenlerin aksine günlük hayatta normal akışın parçası olmuş birçok icat, kadının müthiş zekasının süzgecinden çıkmıştır. Gelin şimdi onlara ...
Sabahı olmayan cümleler kurdum
Dilimi gömdüm kelimelerle birlikte
Dualar, gökteki kayalıkları döven hırçın sulardı
Taziye evini yaksam da dumana karışmıyo...
Bu roman Halit Ziya’nın İstanbul’da kaleme aldığı ilk romanıdır. Roman 1897 yılında yayımlanmıştır.
Duygu ve düşünceleriyle, sanat anlayışıyla, gündelik yaş...
Kelimelerim kalmadı artık.
Olan cümleler de kafamda,
Savaş halindeler.
Tüm bedenimi sarsın,
Cümleleri yerle bir etsin diye,
Açıyorum müziği.
Bağır çağı...
Usul usul yağan karın sesini işitebiliyorum. Şehri beyaza bürüyen, şımarık kentli çocukların rüyası olan kar taneleri bana bir şeyler söylüyor.
Ben odamın p...
Yüzümü suyunla akladım, bu kavgadan alnımızın akıyla çıkmak nasip olsun deyû!
Hasır sandaletlerini çıkarmış ayaklarını dinlendiriyordu su kenarında. Ulaktan...
Lirini almış ellerine uyutmuş bütün Tanrıları besteleriyle,
Heyhat kendisi de dalmış rüyalara,
Bir gün çalmış, bir gün kurtarmış,
Şarkısına devam etmiş......
Sigarasını yaktı,
Uzun ince parmaklarıyla.
Sigaradan nefret eden kadın yaklaştı yanına
Ellerinden,
Çocuk kokusu yayıldı ortalığa.
Ezan sesiyle birlikte
...
Sana aldığım hediyeler hala başucumda. Sana aldığım kolye hala boynumda. Sana aldığım sweat hala yastığımda. Senin bana verdiğin duygular hala kalbimde. Sen ...
Genç adam, bütün uzuvları uyuşacak şekilde yün halının üzerinde uzanıyordu. Çalışma odasındaydı ve dün geceki çalışmasını yarım bırakıp uyuyakalmıştı. Hava a...
yaşamak ve yaşamak
hayattan haz duymaksızın yaşamak
ne istediğini değil ne istediklerini düşünerek yaşamak
bu yaşamak mıdır yoksa bir nevi mahkumluk mu?
...
Yoğun bulutlu, soğuk bir kış günü, sobalı bir evde... Henüz yozlaşmamış televizyon ekranında kaliteli bir film: Murat ile Nazlı... Çocukluğumun güzel bir hat...
Milli Edebiyat döneminin kuruluşunu dergilerin çerçevesinde incelemek daha sağlıklı olacaktır. Bu yüzden dönemde başı çeken iki dergiyi ve o dergilerin kuruc...
Kalacak yerimiz olmasın ne olur,
Yatmaz mıyız sokaklarda, banklarda
Meyhane masalarına sızmaz mıyız
İki duble rakı, biraz kalamar
Üstüne de birayla cila...
Oysa ahlaksızlığı alışkanlık haline getirmiş bir ruh, tam tersine hep alttan alır, daha da iğrencini yapar ama bunu üzerinizde üstünlük kurma hakkı varmış gi...
Haykırışlarım dört bir yanda
Memleket meselesi arasında
Bakışmak seninle bir masada
Hem nefret hem sevgi ile.
Güzel günler umuduyla
Aydınlık gelecek ...
Yani, ne diyebilirim ki? Kitaba hakaretler yağdırmadan anlatmak zor sanırım. Kitap gerçekten kötüydü. Okumakta ve bitirmekte oldukça zorlandım. Dedim ki vaki...
Kulağımda tınısını dindiremediğim bir müzikal besliyorum
la si do si do re
mi re do si do si la
Bana beni hatırlatmak isteyen birinin
Serçe parmağıyla pi...
Ulak Dergah’ı.
Tek odalı, küçük, kerpiç bir dergah. Çatlamış duvarların arasında içi kuru otlarla doldurulmuş dört döşek. Bugün o dört döşekten yalnızca ...
Bir mağara kapısını andıran koca ağzını sonuna kadar gererek esnedi. Sol elinin tersiyle ağzını kapatması gerektiğini çoktan unutmuştu. Muhakeme yeteneği var...
"Bir ülkeyi yeniden yaratırdı şaşkınlığımız
senin karşında,
alışverişin, alfabenin, iplik döküntülerinin ve
her şeyi düzeltmeye kalkışmanın yok ettiği..."
Kafamı kaldırıp ufka doğru her baktığımda,
Tanrı'ya bir yakarış var ses tellerimin tam çıkışında,
Ah şu çileli zamanlar yerine tekrar konsa,
O güzel iyili...
(ulemâ-i sû’ya karşı ehl-i insâf adına söylenmiştir)
Bana ölüler gerek hem de en ulu
Dirisi daha ölgün hem kulun kulu
Yalan dolan hizmeti, parası...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok