Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Her şey siyahtı, simsiyahtı. Yalnızca bir bilinçten ibaret olarak elli üç santimetreküplük geçidin içindeki kablolarda yürüyordum. Bunlar bilinci muhafaza ed...
The cup of life, this is the one
Now is the time, don't ever stop
Push it along, gotta be strong
Push it along, right to the top
The feelin' in your soul...
17 Ekim 1982, Fransa
“Hey, hey! Bunun ne kadar saçma olduğunun farkında mısın?”
“Ama şu an bu teoriyi çürütemiyoruz, şuna baksanıza!”
“Çürütemiyor olmamız...
Dünya denen, değirmenin dönen eski çarkı
Ve bir muamma, zaman, dolduran sudur arkı.
Bu hırs nereye kadar, kefenin de cebi yok.
Yenilen her kul hakkı siney...
19. yüzyılın sonlarında çiftçilere yönelik politikalar üzerinde kullanılmaya başlanan "popülizm" terimi, sonraki yıllarda giderek yaygınlaştı ve günümüzün en...
Türk restoranı Saray’da midelere bayram yaptırıp, sokakların ihtişamının ve temizliğinin şokuyla yürüye yürüye, sokakları kirletmemeye çalışarak otelimize ge...
Kar fırtınaları ortasında,
Cayır cayır yanar içimiz.
Ülkümüzün peşinde koşarız,
Ne olduğunu bilmeden.
Yalnızlığımıza ortak yaparız fikirlerimizi,
Kendi ...
kurumuş solmuş toprak bastı beni bağrına
inanın gitmedi kimsenin zoruna
dileklerim arzularım yeşerir tozlanınca
hiçbir sandalyeye ruhum sığmıyor
boylu bo...
İlginçlikler döneminde yaşadığımızı düşünüyorum; oldukça hızlı geçen bir zaman dilimi ve olaylar örgüsünün içindeyiz. Çocukluğumda hissettiğim zamanın oldukç...
Yaz kokusu, ne mutlu kılıyor insanı,
Mutsuzluğa verilmiş iki kuruş rüşvet gibi,
Bizim gibi onurlu, melankolik kimseler,
Açıp yüreğini kabul eder mi,
Gerç...
Kul görmek ister özlemi, hissi.
Rüzgar olur sendeler derdi,
Resmi hatrında, boynu selvi.
Kedi gibi sırnaşır, yazar kendi hikayesini.
Mırıldanır efsunlu ...
Susmayı öğrendim ben...
Sustukça bildiğim cümlelerimi unutmayı unuttukça yarım kalmayı yarım kaldıkça ayaküstü yaşamı atıştırmayı öğrendim. Bazen de büyüdük...
Çok sevdiğim bir laf var, “Dünya hassas insanların cehennemidir.” diye. Efenim bu söz karşısında önümü ilikleyip saygı duruşuna geçmeyi bir borç bilirim. Bu ...
Durup izlemekten fazlasını yapmalıydım artık. Beklemek, izlemek çok fazla kaybettirmişti; bilmiyorum. Kitap sayfaları çevirdim ve çöle gölgesi uzanmış devele...
“Hiç...” boynunu kokladım. “Hiç beni böylesine hissettin mi?” Geriye adımladı, sırtı duvarla buluştu. “Daha önce, hiç böylesine nefret ettin mi kendinden? Ko...
Dağlarla çevriliydi benim hayatım. Bu dağlar kuşların geçemeyeceği ve egolu devlerin aşamayacağı yükseklikteydi. Önyargılar katığıydı bulutlarla çevrili zihi...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok