Edebiyat > Şiir
Bu alanda, şahsınıza ait şiirlerinizi paylaşabilirsiniz.
Geldik Mart’ın yarısına hava hâlâ karamsar
Geleceğime odaklanmaya çalışırken
Geçmişimden çıkmama aman vermeyen türden
Öyle buğulu, öyle soğuk…
Gündü...
Umut ediyorum
Gözlerimi kapattığımda
Gördüğüm o ışıktan
Umut ediyorum
Ellerimi rüzgara doğru bıraktığım da
Avucumda tuttuğum o esinti
Bana umut v...
Benim yüreğime oturan acı senin gözlerine kan oturtturmaz mı sanıyorsun? Beni yakan ateş seni yaşatır mı sanıyorsun?
.....
Vâ esefâ/ Yazıklar olsun.
sırtımda emanet bir hırka
avucumda bir körpe umut
yüzümde zamanın izi
çıkmaz sokakta önüme düşer gölgen
eskimiş yazların kıyısında
uzak diyarların baha...
Ben kaosum
Fazla tanımlı nobran
Çokça bahçeler geçip de
Bitti artık noktasında sonsuzun
Yavaşla,
Doluyum yanan bir ruh gibi.
Günün batan tarafında dur...
Galiba yaşamamaktan öleceğim,
Saksıdaki bir altın kadeh gibi,
Kırları düşlüyorum …
Yaz-kış geçiyor mevsimler,
Saksıma dokunmadan akıyor zaman.
Eskiyi ...
Kadın!
Kadınım!
Hani o koştuğun uçsuz bucaksız gökyüzü,
Sen değil misin denizine sevdalı bulutuna hayran..
Bu suskunluk niye?
Uykuda kalmış dudakla...
Bu bir sevmek arzusu mu?
Kuş gözü mü değdi yoluma yoksa
Gam içre giden sözler kadar tanıyorum beni,
Bahtım bir türkü kavuştağında düğümlü,
Bin kere acıms...
Apar topar hazırlanıyorum geç kalmak üzere bir yolcu olarak
Az kaldı yetişmem gerek
Yoksa gidemeyeceğim bu yerden
Ve işte orada yettim sana minibüs
Al be...
Ansızın rüyana girer bir yabancı
Ve başlar amansız bir kavga
Kim bu yabancı, derdi ne benimle
Bakışlarında bir farklılık var
Sanki çok eskiden gelen bir ...
Kaçıncı uykuya seni görmek için yatıyorum
Söylemek istediklerimi senin sesinden işiteceğim
Evet benim için demedin biliyorum
Ama verdiğin sözü tutman için...
Eğildiğinde kara mı kızmalı
Bezekar o cihandar çenara hafiz berg-i diraht iken
Dal koptuğunda ele mi kızmalı
İtiraf-ı teharrub hunu hala evrenge bi kazf i...
Bazen sohbet ediyoruz, bazen karmaşıklı olaylar içerisindeyiz
Bazen de kavgalar ediyoruz seninle rüyalarda
sahi ne zaman rüyalara kaldı işimiz?
ne zaman ...
Soğuk kanlı bir ölüm fermanı
Çokça günahkar deniz mavisi, çıplak bedenlerin birbirine kavusumu gibi
Öylece sahip çıkmıştık aramızda suskunluğa..
Bir el ye...
Sana sihirli sözler söylemek isterdim
Gönlünün kilidini kıracak cümleler
Bin bir kilitle tam bin bir kere kilitlediğin gönlüne
Su gibi akmak isterdim
Tut...
Gece uzun bir koridor
Duvarlarında tik tak sesleri asılı
Fakat zaman bir türlü geçmiyor
Gece bekleyiş dolu bir istasyon
Uyku treni seferlerimiz iptal ed...
Yoldan geçen siyah kedinin elini tuttum
Öyle dayandım
Öyle buldum çoktan kaybettiğim naftalin kokulu yolumu
Birkaç işkence sonra sesimde açmayan güller...
Eski günleri yâd ettik dostlarla,
Mehmet Efendi selam söyledi;
Unutmasın beni diyor.
Darılırmış sonra...
Mustafa her zamanki gibi sessiz.
Derin düşüncel...
"Efkarlı bi adamım soy adım da Karaböcek, belki"
Onlar göt verirken ben veriyorum zehirli bi telkin
İndi suya yelken
Sorun şu hala biraz erken
Sistem yan...
Ansızın mı estin yoksa kasten mi estin?
Bilinmez. Ey ulu rüzgâr!
Cehennemden firar edercesine koşan,
Rahvan ve siyah bir at misali.
Zamanı mı hızlandırdı...
Gece olunca geliyor dizeler aklıma,
Başlıyor düşüncelerin en derinleri.
Sığ bir vücuda bu kadarı fazla geliyor,
Bünyem kaldıramayacak kadar zayıf.
Vücudu...
Unutmuşum
Bana iyi hissettirenleri
Bir cümle mi hatırlattı
Çiçekli bir pencere mi
Yoksa sen mi
Camdan bakan bir teyze miydi
Günümü güzelleştiren
Ban...
Yürü!
Ayaklarının seni, nereye olduğunu bilmediğin bir yerlere götürmesine izin ver
Erkenden yaz gelmiş gibi hissettiren ilkbahar havasını çek ciğerlerine...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok