Oradasın biliyorum gitmedin hiçbir yere
Sensin o muzırca gülümseyen yeşilliklere
Tersine taranmış saçın bu sabah
İstikrarla bakıyor göğe
Savuruyor herg...
Bu ömrün yarısı yaşanmıştır ve
Annemlerimiz anlatmasaydı eteği yerlerde sürünen masal kızlarını, bizler de sevgiyi sürünerek aramazdık.
Ve kimse de dişi k...
Gerçeğin merhametsiz duvarlarına çarptıkça anlıyorsun büyüdüğünü,
Sabahı zor ettiğin her gece ruhuna inen darbelerde.
Ve her yeni gün bir çizgi dolduruyor ...
Sevilirken örselenen çocuklarız biz duvarların ardında.
Duvarların sesi yok; ama konuşuyoruz onlarla.
Ve yatak altındaki canavarla dost olanlarız.
İçimiz...
Yitik bir dünyanın mübahtır günahları, ölmüş çocukların aramızda dolaşıyor masum çığlıkları.
Seküler bir savaş açıldı sisteme ve sistemsel kaygılar var her...
Çoktandır ihmal ediyorum çiçeklerimi
Solmasın diye bir çerçeveye koymuştum oysa
Soldu
Bir fotoğrafın fısıltısında buldum kendimi
Yutkundurmuyor sessizliğ...
Koştuğumuz gökyüzüne yemin ederim.
Her kaçış sana dönüş,
Her yar, yara ve yaralarım senin suretin..
Bu gece dilimin ucu paslı, kalbimin yolu kapalı
Kapad...
Bu gece son mumları üflemeye geldik sevgilim... Yarın yeniden bir aşk doğacak bu bedende ve yine hücrelerine kadar seveceğim seni... Görmediğim, sana anlatam...
Bu bir geç kalış hikayesi olabilir-"di". Oysa zaman her şeyi bir arada tutan olmalıdır. İç sesinin; derin bir kaygı ve ihtimaller ihtilali arasında, nasıl da...
08.30 suları. Çiftlere ayrılmış günün ardılı. Yorgun, bitkin ve tesis politikası doğrultusunda uykusuz. Oda temizlikçisinin mitolojik çığlıklı tiz sesi odayı...
Her döndüğüm sokağın çıkmazında kaldım
her yolu uzun sandım mesela
ben gidersem varırım sandım
oysaki bazen sadece olmazmış nedensiz
çok kırgınım bu haya...
Birinci sınıfta oturduğum sıranın tam karşısında küçük bi kitaplık vardı.
Ders dinlerken arada gözüm ilişirdi ve o mesafeden kitapların isimlerini okumaya ç...
Annem minyondu.
Anneme akrep derdim, babama yelkovan. Saatler on ikiyi vurduğunda daha mutlu bir aile olurduk.
Pazar kahvaltılarını mutfak kapısının önüne...
Kelebekler vadisinde yalnız “mingus leoparus anatolius” cinsi, uydurma adlı bi kelebek olmaya gidiyorum.
Adım yalan değil, yaşım sonsuz.
Boğazındaki dumanı...
bazen soruyorum büyük resimdeki ihtiyara, peki nasıl oluyor da zihnimizin sahne önü ve localarını ayırdığımız onca insan kolayca A4 bir hataya sığıyor?
Bugün bir evin demir parmaklıklı camından dışarıyı izleyen küçük bir çocuk gibi izledim yaşadıklarımı.
Neler olduğunu anlamaya çalışırkenki merakı; tanımadı...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok