Kanser hastalarının ortak özelliği nedir biliyor musunuz? Dünyadaki tüm kanser hastalarının tek bir ortak özelliği vardır: “Bencil” olamayışları. Benim annem...
duvarları sevmiyorum artık. bu odayı sevmiyorum. bu masayı sevmiyorum. bu sandalyede oturmak istemiyorum. artık uyumayı da sevmiyorum. bilinçaltım bana oyunl...
Günler aklımın sayamadığı kadar hızlı geçiyor. Öyle sitemli ki bana, ellerimden kayıp gidiyor resmen. Kabullenmeye çalışıyorum hayatın bu kaosunu ama nafile,...
Canım bir zaman öyle çok yandı ki. Okyanusları içsem içimdeki yangın geçer sandım ama ben içtikçe tuzu daha çok kavurdu. Sonra merhem diye neyi alıp sürdüyse...
bazen sana her şeyi söyleyebilecek kadar cesur hissederken bazen küçük bir şeyi fısıldayamayacak kadar korkak hissediyorum. ama yine de her zaman anla istiyo...
Ben bir sokak lambasıydım. Sırtımı denize dönmüş, tüm gün yoldan gelip geçenleri izliyordum. Tam karşımda kahverengi bir bank, etrafta ise betonlarla çevrili...
ölen insanın bıraktığı son yazıları bu denli değerli kılmak yerine o hayattayken neden keşfedemeyiz bunları? ölen bir kimsenin profiline gireriz ve tüm yazıl...
sokaklarda yürüyordum, yanımdan insanlar geçiyordu. birkaç kadınla tebessüm karşılaştırıp birkaç insana yol veriyordum. eve geldiğimde annemin sıcak yanaklar...
güneş doğuyor, belki de sen gülüyorsun. bunu ayırt edemiyorum.
bir kedi miyavlıyor, senin sesini anımsıyorum bir bakıma. o kedi gürültülü kalabalıkta seni ö...
İnsanlara bir daha güvenemeyeceğimi düşündüğüm esnada karşıma çıktın ve beni sana inandırdın. Öyle bir inandım ki yalanlarını bile doğru saydım. Sen bana en ...
Sevda kuşun kanadında
Ürkütürsen tutamazsın
Ökse ile sapanla vurursun da saramazsın
Hayat sırrının suyunu
Çeşmelerden bulamazsın
Ansızın bir deli çaydan...
Yönsüzlük, evsizlik hisleri barındıran; yörünge kaybını besleyen; bir şeylerin duvarlarını çoğaltan; aksayan birtakım hisleri ortadan ikiye kıran ve bu kırık...
Her gün "bir gün kitap yazacağım" diye geçiriyorum içimden. Düşünsenize bir kitabınız var. Kapakta isminiz yazıyor sizin istediğiniz bir tasarım ile. Bunun d...
Uyudum ve uyandım. Uyudum ve uyandım. Uyudum ve uyandım...
Ne uyanma ama? Sırtımı sertleştiriyor bu yatağın yaysızlığı. Sertliği, yaysızlığından mıdır sahid...
Çok uzunca zamandan beridir gördüğüm rüyaları, küçük bir olay örgüsü varsa eğer yazıya döküyorum. Ve de uzunca bir zamandır çaresizliğin eşiğinde mekik dokuy...
Elimden gelenin fazlasını yapamadığımda elimin koptuğunu hissettim. Aslında çok önceden olması gereken şeyi, bugün içimde yoksaymam gereken hislerle göğsümü ...
Yazıyordu yazar... Ellerinden kan aka aka... Hayatına son veriyordu belki bu satırlar. Farkında bile değildi. Yazmak için tuttuğu kalemin bir bıçak olduğunun...
Etrafımda olduğunu düşünen onca kişinin içinde yine tek başıma olduğum günün akşamında, her zamanki gibi aldım elime kağıdı kalemi....
Hayat zorlaşıyordu be...
Zaman ilerliyor. Ve hepimizi her saniye milim milim tüketiyor. Bize ayrılan zaman bitince ne olacak? Var olduğunu hissedememek nasıl hissettirecek sana?
Sığ...
Sevgili baba,
Bu mektubu sana yirmi yaşındayken yazıyorum. Ama şimdi eline geçmeyecek. Hani derler ya, iş işten geçti diye. Öyle bir zaman var. Artık ne yap...
Bilinçli olmak hastalıktır, der Dostoyevski Yeraltından Notlar'da.
Bir insanın gündelik yaşam için ihtiyacı olan bilinç miktarı, sıradan bir insan bilinci k...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok