Clown

aynaya yaslanan başını mı kandan arındıracaksın?

zirzop bir anıyı hançer gibi yavaşça çıkararak göğsünden

midede kelebekler

midede filler

midede pelüş or...

Yol uzun, yol acı.

Bir ayrılık sinmiş,

Tozlu, paslı raylarına.

Yol ıslak.

Bakmamış Güneş,

Sadece oraya.

Hiç hissedemeğini

izlemiş,

cam kenarında.

Is...

Silinmeye özeniyorum, özenecek başka şey yok işte

Kim bilir kaç kez dizlerimi kanatarak çıkmıştım bu merdivenleri, geldim işte

Kara kutuların açıldığı bir ...

Amaçsızca yürüdüğüm bu yolda artık kimseye mutluluk vaadinde bulunmuyorum. Kimseye şan, şöhret ve liyakat sözünde de bulunmuyorum. Söyleyebileceğim tek şey b...

Yabancıyım artık anneme, babama, tanıdık yüzlere, seslere, doğduğum eve, sancılarımı içinde bir sır gibi saklayan duvarlara. Yabancıyım artık her sabah baktı...

Neresinden erir akşam, neresinden kişner?

Hıçkırıkların göğsünden kabarır yalnızlığımız.

Yalnızlığımız uçuk gibi patlar ruhumuzdan.

Ve aydınlık bir hava d...

Bu hayatta hep korktum

En çok bağlanmaktan korktum

Ne zaman bir şeyi sevsem hep kaçtım

Sonu hüzünle biter diye

Yarım bıraktım her şeyi

Yarım kalsın dedi...

Bazen bazı şeyler, bazı insanlar olduğu gibi kalmalıymış.

Onların gizli kutularını açmamak gerekliymiş. Açmaya zorlamamak…

Bunca çabam hırsımdan mı, yoksa...

Ağlamak da bir duygu ama ağladığı için utanıyor insan. Hissettikleri için kendine acıyor bazen. O kadar tozlanmış ki bazı acılar, seneler evvel rafa kaldırıl...

Annemi doğuracağım ilkin

Kıracağım bacağını aile mirası bu sevgisizliğin

Bıktım büküp durmandan sözcükleri

Sesini boğacağım

Ateşten mavi gözleri vardı an...

Gitmeliyim ya da durmalıyım

ne fark eder 

başımdan ilerisi, geride hep bir adım bırakır benden 

içime dönüyorum 

içimde dönüyorum

tekrar, tekrar başa sa...

Şehre bakıyorduk denizden. Sisler içindeydi İstanbul… Sisler içinde deniz… Sisler içinde teknemiz. Sultanahmet’in minareleriydi görülen, Ayasofya’nın kubbesi...

Hissettim ve yoktu anın dışında bulantım

Bulandım yürüyüşün kendisi hariç

Her bir eyleme

Bunaldım telaşıma

Kendime inanmadan attığım her bir adım

Borcum...

Ne güzel çocukmuşum ama

Yüzüm bile gülüyormuş baksanıza,

Vakit bulamam büyüdüğüme inanmaya

Çağırın Erdem'i, Yunus'u tutsanıza

İhanet ettim bu masuma

Bir...

Bir dağı yıkacak bir çığlığı bir yastık altı yapıp yanan ruhumu söndürdüm. Gözlerimden dökülen yağmurların gök gürültüsünü duyarlarsa diye sakındım çığlıklar...

Sayıklamakla başladı her şey.

Varoluşunu yeniden oluşturan bir gök gürültüsü gibi,

Gözlerime batan bu sulu kindarlık.

Ve halklardan çaresizlikle söküyorum...