Kesin olarak bilinemiyorken hiçbirşey,
Gelecek ve ötesi.
Kesinliğiğe duyulan bu aşk,
Koca bir dangalaklık,
Hatta daha da ötesi.
Muğlaklık çıldırtırken ...
Kana kana içiyorum, kadehimdeki zehiri
Tıkanana kadar duman, gözyaşlarım nehir
Eskiden üşüsem, yakardım koca bir şehri
Şimdi düşüşüme yakarırım, bu evde e...
Ölüm, zamanın sınırlarını aşan bir köprüdür; bizleri bilinmeyenin derinliklerine taşıyan, varlığımızın sonsuz yolculuğuna devam etmek için geçtiğimiz sessiz...
Ölüm, yalnızca kalanlar içindir.
Giden için yeni bir yolculuğun başlangıcı, kalan için ise sonsuz bir bekleyiş...
O ben değilim.
Olamam!
Ben böyle değildim.
Ne değişti peki?
Aynadaki ben değilim!
Olmak istemiyorum...
Niye bu kadar geciktim?
Ne zaman bu kadar çirki...
Çok güzeldi
Karşımda duruyordu.
Ölümün nefesi üzerimdeydi sanki
Yaşamın hakikati.
Kalemimi devraldı gözlerim
Yazdı yeni baştan.
Ne diyebilirim ki
Kara...
İlk ışıkla toprağa serilip
sürükleniyor kentte
Kuğular süzülüyor
suretleri göllerde
Ölüme doğru yaşam
sonlanıyor bir yerde
Dolanıyor insan
ayağı yerd...
Hiçbir şeyden zevk alamıyorum. Eskiden yapmak için her şeyimi feda edebileceğim eylemler şuan hayatımda yok denebilir. Sevdiğim şeyler ne bilmiyorum işin köt...
Soğuk duvarlar, etten kemikten, ifadesiz suretim. Tutup, çekip alamadığım ne varsa büyük bir kitleye dönüşüyor göğüs kafesimin içinde. Eski bir tablo gibiyim...
bütün hayatın boyunca çabaladın durdun
sevileyim, kabul göreyim diye
ama en sonunda yine hiç kimsenin favorisi oldun...
ne saydılar senin duygularını, ne ...
Farkında olduğum her şey, üzerime yıkılıyor. Ateş sanırım sadece yakan, yok eden bir şey değil aynı zamanda varoluşun yok ettiği* Bendeki ruhun yükü ağır, ka...
İtaatsizlik. Üzerimde kalın bir kürk. Dünya ne kadar soğursa soğusun donarak ölmemeye yemin etmiş ama bunun yüküyle ezilen bir ruh. İnsanın kendine biçtikler...
Günlerin en büyük aşkı yalvarmadan
Sanmak yankılanır
Dudağımın kan biriktiren yamacından
Ölülerle konuşurum
Toprağımın altına bakmadan
Gittikçe yab...
Boynumda gözyaşı kolyesi
Gerdanımda ki kuyumcu dükkanında,
Bir asrın yaşları toplanmış
Satılığa çıkartılmış
Ucuza gitmiş
Bir tanesi murada götüren atın ...
Ben kaosum
Fazla tanımlı nobran
Çokça bahçeler geçip de
Bitti artık noktasında sonsuzun
Yavaşla,
Doluyum yanan bir ruh gibi.
Günün batan tarafında dur...
Sürekli bir gitme isteği
Bohça bohça alzheimerlar
Unutuyorum şimdi ezbere bildiklerimi
Adın yabancı oluyor her saat başı
İlaçlarım vardı diyorum
Arıyoru...
mesaim bitmiş, sıcacık yatağımda uyuma hayali kurarken birden feci bir yağmur bastırdı. bu yağmur değil; sanki tanrının soğan tarlasına gübresini saçan çiftç...
Herkes Bir yerlerde, bir şeylerin katili olmuştur! Sadece soruyorum bu bir eleştiri değil, Hiç umut öldürdün mü? Biraz katil biraz maktüldür insan hayatta. Z...
İnsan, hakkında önceden hiçbir bilgiye sahip olmadığı, yeni deneyimlerin içerisine ilk kez girdiğinde; egosuyla, kendi içindeki şeytanlarla savaşmak durumund...
Hepimiz birer otomatik portakalız aslında sistemin dayattığı seçeneklere bağlıyız herhangi farklı bir seçenek yokmuş gibi yaşıyoruz. Seçim hakkı veren bir si...
günler ve özlemler,
ipleri dolaşmış uçurtmalar misali,
ruhun boğuştuğu zincirler arasında;
saatim kalp kırıklıklarımı can acılarım geçiyorken.
zamanın ...
Hangi renge boyayacaksın rûhundaki akları?
Öyle rengârenksin ki seçemiyorum gözlerini.
Hayâllerin kırılınca siyâha boyanmış ellerin.
Umutların tükenince g...
Kimlik karmaşası...
‘’Ben neyim, nasıl biriyim?’’ sorusunun yarattığı akıl bulanması
Bu zamana dek edinilmiş tüm öğretilerin, bilgi olduğu ileri sürülen ve...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok