Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Uzak bir diyarda maviliklerin arasında bir ada bulunur. Bereketli toprağı, çeşitli balık türleri, güzel bir şelalesi ve dillere destan altın renginde sahille...
Eksen de gönlüme bahar çiçekleri
Bahçeni sulamak gelmiyor içimden
Pencerende yeşerttiğim fesleğenleri
Koklamak artık gelmiyor içimden
Kalmadı ne bir h...
Hangi yaşta, hangi zamanda ve nerede olduğunu tümüyle reddedip hiçlikte kalman gerekiyor. Kulağa korkunç gelebilir...
Ancak;
Kendi parçanı tanımadan, başka...
üşürsen eğer senin için cayır cayır yanarım
gülcemalim
ağlarsan seni severim, minicik hayatında çiçek bahçeleri açtırırım
gülcemalim
karanlığa kapılırs...
Ne fark eder? Bilmiyorum. Saat kaç, günlerden ne biz burada ne yapıyoruz? Bu minvalde soruları geride bırakalı çok oldu. Yine de içimi kemirip duran bir sıkı...
Sıradan günün
Pek de sıradan olmayan bir saatinde
Kimsenin aklıyla fikriyle düşünmediği
O yere gitmekle başlar üçüncü sınıf intihar.
Önce isyanlar baş gö...
İnsanoğlu dünyada yalnızca;
zekisi gelişmiş bir canlı türü
Öyle çok matah değil
Doğanın sadece yaşayan bir organizmasıyız
Bütüne ne kadar uyum sağlarsan...
‘’Sonbahar geldi, takvimin değil, içinde yaşadığımız, ruhumuzla bir cüz’ü olduğumuz şehrin ve manzaranın sonbaharı…” Ahmet Hamdi Tanpınar
Yaza veda etmiş be...
“Sanıyorum bu yaz hüzünlü bir yaz olacak. Öyle ki bütün akşamlar hüzünlü...” demiş bir şiirinde Turgut Uyar. Hüznü sonbaharda bilirdim çoktan beri. Sonbaharı...
Bir şiir ne kadar yakışıyorsa saman sarısı kağıda
İşte sende öyle yakışıyorsun tüm paragraflarıma
Aydınlanıyor öylece güne bakan çiçeklerim
Ve onlar yer...
gözlerin antik bir afgan kilimi
kaligram yazıtlar gibi musır
kuzey kutbunda yaz, ekvatorda kış mevsimi
vakt-i merhuna sabır
süveyda tarlalara ışık ekimi
...
Fecr-i sabah olmasa da güneş huzmeleri aydınlatır mı ehvadan kararmış bir kalbi?
İçine çekilen taze leylak rayihasıyla tutup zarif ellerinden
Götürür mü ...
Ne kadar severdim eskiden uçurtmaları
Renk renk boyardım
Gök mavisi yapardım kuyruğunu
Gerçi gökyüzü de mavi değilmiş
Öyle derdi fen bilgisi hocam.
Hep...
ben sesli kentlerin, ıssız sokaklarında yalın dolaşan dağınık kalabalıklardım. kent meydanlarında benimle çok alay ederdi yalın ayaklarım. yüksek katlı binal...
İnsanlar gündüzleri uyanmak için
Saatlerini kurarlar.
Bu uyanmalar kapı aralar;
Rutubetli fabrikalara,
Altın gününün konuşulduğu salonlara,
Dedikodunun ...
Tanrım...
Verdiğim kayıpları saymamaya başladım.
Ve her şeye defalarca başlayan biri olarak,
Tanıdık bir yenilgiyi selamlıyorum..
Ellerimin değdiği her ş...
Yazarken rahatlıyor insan. Sizlere de oluyor mu bu durum? Mesela bir mısır patlarken izleyip gülümsemek. Mesela incir ağacına bakarken kahve içmek. Mesela ya...
İnsanların hallerinden usandım,
Tahammülüm kalmadı buna artık,
Sınıyor musun beni yüce tanrım,
Görüyorsun işte bitiyor sabrım.
Soruyorlar beni umursamada...
Bir dirhem buğdayın ağırlığını taşırdı babam
Kuru bir yufkayı yiyememenin öfkesini
Unun tadını bilmeyen değirmenci gibi.
Biraz mağdur biraz mağlup biraz ...
Ben bilmiyordum kanım ne renk akar.
Öğrendim ama şimdi
eninde sonunda nereye varacağımı,
kiminle kalacağımı.
Nereye gidersem gideyim
kendi dizimin dibi...
Kalemin bir ağırlığı, kağıdın gölgesi, ışığın örtüşerek karanlığın içerisinde kaybolduğu nesnelerin tartışılamaz ağırlığı insan siluetlerinin gözlerin seçeme...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok