Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Emeğin adı bu topraklarda kadın diye okunur.
Beşikten mezara değin...
Bir merhabası yeter günün aydınlığına.
İlaçtır her yaraya
Acıya, kahıra, hazana
Gö...
bir mayıs ayrılığıydı ruhumu gölgeleyen
ve bir masum buseydi aklımı çelen
ne var ki çok geçmedi
benliğimde ansızın bir gürültü koptu
meğerse biçare bir ...
Ruhum, anlamı dipsiz ve derin bir mücadeleyi temsilen yaşıyor
Dudaklarım ruhumu ıslıklıyor
İçimdeki kuyu en afili ışıkları dahi söndürüyor
Göğsümün orta y...
Daha fazla dayanamayacaktım belliydi
Bir yaz gecesi açtığım pencereden giremeyen rüzgar
İçimi arşınlıyordu
Bu yaşadığım ayı silebilsem hayatımdan
Bu ay i...
Ruhumun ne derece bir cesede dönüştüğü
tartışılır oldu yıllardır
Baksanız, ki ne kadar istesemeseniz de
Göreceksiz bir katilden
Kalpazandan ibaret olduğu...
Yargıçların omuzlarında duran yataklarda uykuya dalıyorum
Gergeflerinden sanat fışkıran kararlarım hesaba çekiliyor
Betondan ruhumun hançer izleriyle çizil...
Bütün kırgınlıkların yanında
Dağ gibi heybetiyle duran bir gün
Bugün kalbimin zincirinin
Kopup parçalandığını hissettim
Kalbimdeki güvercinlerin
Son nef...
Kendimi en çok sana yakıştırdım,
Sonra yavaş yavaş alıştırdım.
Telaşlı bir halin vardı
Hep son an’da yetişen
Ben de o son an’da yetiştim
Yetiştim, en ço...
Göğüs kafesine bir dinazor oturur.
Ne sesin çıkar bağırmak için,
Ne de bir kıpırtı olur kirpiklerinde.
Kendine yukardan bakarsın ,acımaklı,
Aşağıda kalan...
Gönlüm gibisin.
Ne kar beyazsın, ne sonbahar,
Ne çiçek açarsın, ne de güneşin ısıtır,
Çamurlu, soğuk ve acımasızlıklarla dolusun.
İstanbuldan daha adisin...
Tarih notlar düşmüş bugün...
Bugün tozlarına dokunmuşum tüm anıların
Küçük kuru bir çiçek,
Eski, anne kokan kırmızı bir ruj...
Bahçemizdeki oyunlardan ka...
Nasılsın deme
Bana lazım olmayan bir ölümün perdelerini araladı gözlerin
Kaçmış ince siyah çorabın
Sokaklarımda yankılanan topuklularının sesi
Bir kanser...
Olur ya her şey yolunda giderken
Birden ışıklar patlar gözünüzde,
Ama öyle şatafatlı değildir,
Belki en özel anıları, belki en acı anıları sererler önüne...
güz müdür bu vakitsiz gelen
ayrılık mıdır ruhlarımıza zehir gibi sızan
ey canımdan can sevgili
oysaki senin tek bir gözyaşındır
beni kederden kedere s...
Antik çağlardan daha eskiye, yazının icadında da öncesine dayanan edebiyat, günümüze kadar kendisini harmanlayarak gelmiştir, ve devam edecektir. Pandemiden ...
Işık için elektrik bekleyen ampül.
Onu dağ etsin diye yüksekleri sayan kara parçası.
Kahve için su, tatlı için şeker değildim ben sana.
Suya karışan kar g...
"Beni altüst eden, sıtma nöbetine tutulmuş gibi titreten şey Matmazel Funkel'in kızıp köpürmesi olmamıştı, beni titreten dayak ya da eve kapatılma cezası ya ...
Ekoseli bir koltuk, gri hatırlıyorum onu,
Bilmezdim üzerinde ki renklerin ismini.
Ne anlattığını bilmediğim haber bültenleri,
Çay içilir yemekler yenir,
...
Gideceksen git.
Bugün zihninin sır dolu odasında saklı,
Yarın gün gibi açıkta,
Dün ise bir sır verdi sahiden sana,
Doğacak oracıkta yarınlara.
Yaşıyoruz...
-ADIMLAR
bir adım attığım yerde
ne vardı ki
gitmemle kayboldu
her adımımda
sonsuz ben'leri koyuyorum
boşluğa
ve yine ben dolmuyorum
geçip gittiğim y...
Yok ihtiyacım yokluğuna, varlığını istemem.
Loşluğuna alıştım bu şehrin, güneşi de istemem.
Ağlasın kaldırımlar, solsun çiçekler, baharı istemem
Kış olmas...
Kaç özür dilemeli bir insan kendini affettirebilmek için. Yoksa hiç dilememesi mi gerek aslında? Ne değiştirir kuru bir özür hatayı bir kere yaptıktan sonra....
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok