Bubi’ Sanat, imkanı olanın değil yeteneği olanın sivrileceği; insanların şahsi popülariteye ihtiyaç duymadan üretimlerini duyurabileceği ve bu üretimler hakkında yorumlar, eleştiriler alabileceği bağımsız bir fikir platformu.
Bazen kendimi Frankeistein'a benzettiğim oluyor. Oradan buradan toplanmış üslubum, biraz "Bugün ne giyeceğim?" aptallığından kaçış-"İnsan giyinmeyi bilmeli."...
Ceng-i diyarı yarının eteğinden çekmiş telaşesini
Artık heyecan duymuyor sobanın kenarında portakal kabuklarını ahulandırmaktan
Bilincini silah arkadaşı...
beynim durmuyor
hep başka başka şeyler düşünüyor
burnum kanarken
fazla bir şey isteyemem
elini veren kolunu kaptırıyor sana derler
hasta mısın usta mısı...
Bilmem kaç şişe bira kaç tane şarap içtim hiç saymadım ama senin kaç kere gittiğini çok saydım. Kadın seni hep sevdim desem çok laçka olur ama tastamam senin...
Elbet kırılıyor insan, tıpkı kemikleri gibi.
Tüm ruhum alçısıyla sıvanmıştır hayatın,
İzin verseydi, uyku akan gözlerim,
Ruhumda ki sızıyla bir asır uyurd...
düşünmek istemiyorum
ayaklarımı denize doğru uzatmak
ve taş atmak
kafamdaki hayaletlerden
uzaklaşamıyorum
mutluluğumda arkamda gölgeler var
su içip içi...
Ne kadar da çaresiz kalıyormuş insan
Ölüm söz konusu olunca.
Sanki daha dün gitmişsin gibi,
Sanki savaşı kazanmışta bütün silah arkadaşları ölmüş asker g...
Gerçekler o kadar sahte ki
Sevgi karşısında
Hayatın omzuma bıraktığı yükler
Bu sesler yüzler gülüşler
Öyle geçici ki
Dünyaya bir yağmur damlası olarak...
-Peki derdiniz ne Seyfullah bey?
Var olmak mı?
+Estağfurullah,
var oluşun farkında olunması.
-O kadar uzun sürdü ki muhabbet, temeli var olmayı istemenin...
Eğer, ölecek olsaydım.
Karanlığın içinde sürüklenen bir toz zerresine benzerim diye akıl ettim.
Tesadüftür ya da değildir bilmem, çoktan benzedim toz zerre...
Yazdıklarımda neyi kastettiğimi insanlara açıklama ihtiyacı duymaya başlamamdan anlıyorum değiştiğimi.
Eskiden "Kim ne anlarsa anlasın!" diyerek kaşlarını ç...
Mağlup edildin. (Bilmediğin diyarların düşüncesini yük gibi taşımakla olduğun gerçekliği kabullenmeye çalışmak arasında çırpınıyorsun. Bir çocuk için kucağa ...
Bende çok konuşurum bilir misin?
Kafamın içinde ne fırtınalar kopar,
Düşüncelerim ağır basar.
Kendimi bir deniz kıyısında hissederim.
Deniz simsiyah, ay ...
Bir kapıyı 40 kez kilitlemek var. Bir de aralık bırakmak. Rüzgar essin tenime değsin diye. Tutunmak var bir insana. Yaşamak için biraz nefese ihtiyaç var. Sa...
Hatice, genç adamın hamilelik sürecinde ona giderek daha fazla yabancılaştığını fark etmişti. Genç adam, Hatice’nin kararlılığı ve büyüyen hayat karşısında k...
Hatice, genç adamla yaşadığı her anı adeta ruhunun bir parçalarını keşfetmek gibi hissediyordu. Onun kollarında kendini hem güçlü hem de savunmasız buluyordu...
Kimse bilmezdi bir odanın kaç kişilik olduğunu,
Hangi yalnızlık kaç cümleye sığar,
Hangi intihar bir kibrit çöpünden uzun yanar.
Ben bilirdim:
Kapı tokma...
Bazen, olmaz Azizim.
Mezarlara çiçek konur,
Sen sevilmezsin.
Azizim, güller hep
Bahçelerde mi açar?
Bazen çiçekler yolun kıyısında,
Bazen de bataklıkta...
Mahşer günü, kalabalığın içinde bir taş yürek,
Yalnızlığın külleri dökülür avuçlarıma.
Tamamlanmamış bir dua gibi eksik kalırım,
Aşk, yüce bir zirve, a...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok