Tutunup umudun teline savurmadım saçlarını,
yel değsin
yabancı gözler şahit olsun istemedim.
Ahh düşüm,
ele avuca sığmaz kısrağım benim,
kimse kement v...
Ne ilaç olacak bu boşluğa? Gitmediğim hiç yol kalmadı. Öylece duruyorum odanın ortasında; evde, sokakta ve şehirde. Gitmek çekiyor canım, bunu da anlatmak is...
gül bıraktım,
ama
gülemedim bırakırken
içimde dolaşan
o iğne kadar
acıttı her yanımı
özlemim
sokaklara bıraktı kendini
gül bıraktım
unutma diye
onu...
Sıcak gecenin ortasında çığıran bir telefonun sesine uyandı Eda. Uyku mahmurluğu üzerindeyken açtı telefonu. Yabancı ve boğuk bir ses Aysu'nun nesi olduğunu ...
Tarih, 1800’lerin sonları, 1900’lerin başları. Yer, Amerika Birleşik Devletleri. Yazarlarımız: Jack London ve Edith Wharton. Peki, yazarlarımızın kahramanlar...
Kaldır duvarlarını
Sen göklerden, bilinmezden
Varsayımlardan ibaret
Durmadan inatla ördüğün, aramızda dolaştığın böylece
Her şeyi işittiğin varlığınla
V...
kanunlar ve düzenler
hayatımı düzenler oldu.
düzen eksik olmadı hayatımın hiçbir evresinde
daha ben doğmamışken düzenler de olmuş olmalı
ki
olmasaydı dü...
uzun, gölgesi geniş bir ağacın altındayım.
-işte yaşamın gizini çözüyorum-
bu giz beraberinde,
elbette varlığı olmadan yokluğunun da önemi olmayan şeyi g...
tüm oyunları toy parmaklarımla bozdum,
sonunda satırbaşındayım,
sıcak uzun sonunda veda edilen yazlardan, loş kış uykularından,
sustukça derinleşen o kab...
dinledim
izlerimden nasihat,
akıllanmaz
derindeki
bağlarım.
gözlerim
gözlerinden
ipini koparmış
yine de
bağlarım.
düğümlerimden
kırıklarım
dökülü...
Trapezci ve cambazların hüznünü gizleyemeyen gülümsemeleri ve sirk sahibinin aşağılayıcı kahkahası henüz sona ermemişti, alevli bir ağıza ve keskin pençelere...
“Aaaaaa! Off be! Böyle hayat olmaz olsun. Başlarım ben böyle işe!” Mike Mills'in modern başyapıtı Yaşamaya Bak’ın sonlarına doğru, Johnny ve Jesse karşılıklı...
çünkü güneşler dokunur,
kimsesiz yüzlerimize
alır götürür mevsimler
o sevdiğimiz
çiçekleri,
yemişleri.
...
Zaman parmaklarımın arasından sıyrılıp kaçan bir kayıp balık oluyordu, kazazedeler büyük felaketi arzuluyor ve Rabb keyifle cigarasını ıslatıyordu. Hiç şüphe...
Şimdi yaz mevsimlerden
Aylardan ağustos
Güzün gelmesine ramak kala
Tam ortasındayım aşk sandığım duygunun
Sarının buğday tonuyla eşlik ediyor bana güneş
...
Bak duyuyorum, içimdeler. Ayakları canımı yakıyor. Bu sefer son bulacak her şey. Beni yiyeceklerini söylemiştim, içimi kemiriyorlar. Ben ve bana dair her şey...
Ben, kışın doğdum Hakim Bey.
Baharı olmayan, her yaşına bir devrim düşen, çisentili ve puslu yaylaların çamurlu yollarında
dört düşük vermiş bir ananın az ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok