Üstünkörü bir vedadır en güzeli,
Ne sarılmak yaralarını sarar insanın ne alaycı bahaneler.
Bir arkadaştan ayrılır gibi değil, bir karıncayı öldürür gibi.
...
Şu insan kanı kokan sol tarafım bir şeyler ölüp duruyor,
Önemsiz gibi sanki, ne dersin,
Zaten bir bakarsın ölen tarafın tekrardan gülücükler saçarak ötüp d...
Bin ölü uyansa bir canlıyı canlandıramaz daha,
Ölümlü dünyanın nefessiz yolcuları, sizedir söyleyeceklerimin âlâ kısmı.
Bin sevseniz de, bir sevilmezsiniz ...
Dinleyemiyorum kendimi. Kendi kendime kulaklarımı kapamışım, farkında değilim. İki ay da böylece geçip gitmişti, sevgili dostum. Hayır, maalesef ailemle olan...
İnsan, hayatındaki yetersizliklere takılmadan nasıl yaşayabilir? Adını koyamadığı bir şeye ihtiyacı olduğunu nereye kadar gizleyebilir? Kendinden ne kadar ka...
On iki buçukta Gare de Strasbourg’un önündeydim. Paris’e doğru yola koyulacak olan trenin hareket etmesine yarım saat vardı. İstasyona girdim. Bekleme salonu...
Evet, sevgili dostum. Ailemi aradım. Yarın onların yanına taşınıyorum. Hani yeni bir havadan bahsetmiştim ya, belki de bu aileden başka bir şey değildir. Ses...
Burnunun kanadığını düşün. Bir damla pıhtılaşmış kan yere düşüyor. O kan, artık senin değil. O kan, artık sen değilsin. Şimdi, vücudunun parçalara ayrıldığın...
Her bir sahne mükemmel bir şekilde sergilenene dek çalışmalar devam etti. G. artık fazla heyecanlı değildi. Sıra, G.’nin heyecanını yeniden doruklara taşıyac...
İnsan sancılar yaşadığı zamanları özleyebilir mi? Sıradan biri özlemez ama onun özlemesi gerekti. Fakat o, bunun yerine yarın için heyecanlanmaya başlamıştı....
Gece çöktü. Yatağa uzandı. Ellerinin içini kafasına yastık yaptı. Ayaklarını sonuna kadar uzattı. Düşünmeye başladı. Niye böyle yapmıştı? Niye mi? Helen’ın e...
Sen bana dokunursan göğsümde aldırmadığım çiçekler yetişir yine şehvetle.
Dönüp bakarsan yüzümü çeviririm,
Çünkü o kadar sert değilim.
Birisi yüzünü çevir...
Aşağı indi. Dışarı çıkarken Helen’ın onu görmemesi için kapıyı dikkatlice açtı. Böylece onu gördüğü için geldiğini değil de, eve gelirken ona rastladığını sa...
(Aruz/failün feilatün feilatün feilatün)
Bu har ile bir yere varılmaz ki cihanım,
Bir dur deyip yeniden yaranmak da gerekli.
Efkar ile yaşamım uzanmaz ki ...
Bir güz sabahı koparak ağacımdan ılık bir rüzgârla kavuşuyorum toprağıma,
Ben bir tanrıyım inkâr etsen de.
Kimseye muhtaç olmayan
Yarattıklarına özgürlük ...
III
Ponts Couverst Bridge’dan ayrıldığımda insanlar yavaş yavaş doluşmaya başlamışlardı. Sanki köprüye gelmek için benim oradan uzaklaşmamı bekliyorlardı. Y...
Dudakların...
Köprücük kemiğine uzanan bir iple assam kendimi onlardan.
Kuşlarla, bülbüllerle, kırlangıçlarla bir şarkı tuttursam,
Elimde flüt, gözümde ya...
Ne kadar acıdır çocuğa kalmak arkadaşsız,
Şu masum hayatını şenlendiren salıncaksız.
Ne kadar acıdır salıncağa kalmak çocuksuz,
İçini ısıtan o ellerden yo...
Bugün cumartesi. Aslında dünkü gecenin, hatta öteki gecelerin devamı. Uyumak bu kadar zor olabilir mi gerçekten? Bilemiyorum. Yatağımdan kalksam mı, yoksa be...
Bulanıklık paydos almıyor zihnimden yaşayabilmem için kaygısız,
Bir yarısını geçtim hayatın,
El vermiyor gönlüm atlamaya diğerine.
Kim bilir neler bekliyo...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok